30 Aralık 2012 Pazar

Mutluluk-Zülfü Livaneli


Leyla'nın Evinden sonra okuğum ikinci Zülfü Livaneli romanı. Leylanın Evi'ni de çok severek okumuştum,Mutluluk'u daha da çok beğendim:)

Zülfü Livaneli'nin okuduğum iki kitabına bakarak şunu diyebilirim ki birçok konuya el atıyor ama hiçbiri havada kalmıyor. Değinmek istediği gerek tarihi,gerek toplumsal konulara yerinde değiniyor ve bunu göze sokmadan yapıyor ki bir kitapta okuyucu en rahatsız eden şeylerden biridir bu durum..Birde toplumun her kesiminden kesitler sunup olayları o kişilerin yaşamına,hayata bakışına göre objektif yazmasını ise ayrı bir sevdim.

Mutlulukta da 3 farklı karakterin bir şekilde kesişen öyküsünü ele almış. Şeyh amcası tarafından tecavüze uğrayan Meryem,kendisi de doğulu olan ve yine doğuda askerliğini yapmakta olan Cemal,hayatın rutinliğinden şikayetçi Profesör İrfan.Başlarda üçünün ayrı ayrı hikayesini okuyorsunuz,sonra ise kesişmesini..Meryem karakterini okuyunca bu tip olayların çok uzağımızda değil,yakınımızda bir yerlerde yaşandığını bilmek bile o kadar üzücü ki...

Yani kitap güzel.Ayrıntı verip tadını kaçırmak istemiyorum.Zülfü Livaneli favori yazarlarımın arasında iki kitabıyla yerini almış bulunmakta.Sırada Serenad ya da Engereğin gözü var.Hadi hayırlısı...



27 Aralık 2012 Perşembe

Adadenizi ile yılbaşı hediyeleşmemiz:)



Keşkegerçekolsa  blogunun düzenlemiş olduğu yılbaşı çekilişinde sevgili Adadenizi ile eşleştim.Hediyeler pazartesi ulaşmasına rağmen ancak bugün fotolayabildim:(
Elinden her iş gelen,iki tane çok sevimli çocuklara sahip bir blogger Adadenizi.
Bende hediye alırken elinden her türlü şey geldiği için bilemedim ne alsam ama sonra en güzel hediye olan kitaba sığındım ve Adadenizinin de aynı şeyi yapmış olduğunu görünce çok sevindim.
Okumadığım ve okunacaklar  listemde olan bir  kitaptı Şah-Mat:)
Tamamı el emeği olan hediyelerim çeyizimde yerini  aldı bile.Kılçık ayraç fikri müthiş,peçete dekupajlı benim nihale olarak kullanmayı düşündüğüm odunum,lavanta kesem,broşum ve aşık kuşlarım..hepsi için teşekkürler.
Benim gönderdiklerimi de bloguna eklemiş Adadenizi,isteyen için burdan
Benim için güzel bir  etkinlik oldu.

Buda güzeller güzeli paketi,çok hoş paketlenmişti.ellerine sağlık:)
*paket fotosunu ondan aldım kızmaz umarım:)bende yengemin  teline çektim ama bi türlü fotoyu alamadığım için postu yayınlayamıyordum..daha fazla vakit kaybetmek istemedim:)

24 Aralık 2012 Pazartesi

1.Yıl Kutlu,Mutlu olsun!


Tam bir yıl önce bugün şu yazımla daldım bende blog alemine ve bir yıldır ara ara kendimce birşeyler yazmaktayım.Öyle büyük iddialarım yok.Bazen içimden geçenleri, çoğunlukla okuduklarımı yazıyorum.Bu bana ilerisi için bir arşiv niteliğinde olduğundan ve kafa dağıttığından iyi geliyor...

İlk zamanlar evlilik hazırlığı ile ilgili paylaşımlarda daha çok bulunurum diye düşünsem de her telden oldu biraz bu blog ve benimde içime böylesi daha çok sindi sanırım...

Aldığım yorumlar güzeldi,şükürler olsun kötü birşeyle de karşılaşmadım şimdilik,güzel etkinliklere katıldım.(burdaşurdave şurdave de şurdabide burda :)
Çok değerli arkadaşlar edindimHatta bir kitaplaşma etkinliği sayesinde Biricitle buluştuk bile:)

Son zamanlarda okul-iş-ev-evlilik hazırlığı arasında koşuşturup çok yazamasam da okumaya çalışıyorum herkesi..

Birşeyler paylaşmak güzel,yeni insanlar tanımak daha da güzel.

Bu bir yılda yorumuyla,mailiyle ya da sadece okuyarak bloguma uğrayanlara teşekkürler..
İyi ki varsnız...



resim buradan

Çakallarla Dans 1-2


Çakallarla Dans2 nin vizyona girdiğini görünce dedim ki ben bunun birincisini izlemedim yahu!
Hemen netten izledim ve ikincisine gitmeye hazırdım artık:)
Ben Şevket Çoruh severlerdenim ve bu yüzden geçte olsa izlemiş olmak iyi oldu.
Birincisini daha çok sevdiğimi belirtip ikincisini de beğendiğimi söylemek istiyorum:)
Öyle ciddi dersler almayı falan beklememek gerek bu tip filmlerden ki gidenlerinde böyle bir amaçla gitmediğini zaten biliyorum.Kafa dağıtmak ve eğlenmek için gittik biz tam da amacına uydu film.

Birbirinden farklı özellikleri olan dört kafadar,tipler güzel ve  de komikler:)
Çakal olduklarını düşünen bu dört kafadar kolay yoldan para sahibi olalım derken daha büyük çakalların gazabına uğrarlar ve bizleride güldürürler.
1.filmin sonunda hapse düşen kankaların 2.filminde hapishanede tıbbi bir deney için kobay olarak kullanılmalarıyla başlayan olaylar konu alınıyor..
*Filmdeki "Golleri atıcaz gari" şarkısına ve "Hastayız Dede" olayını pek sevdim ben!

*En kısa zamanda Hobbiti izlemek istiyorummmmmm!!!!

18 Aralık 2012 Salı

Bir Baba Gittiğinde

Facebookta gezinirken rastladım buna.Yazarı belli değil ama buraya eklemek istiyorum ben,okumak istediğim zamanlarda ulaşılır olsun...Canım Babam'a...


BİR BABA GİTTİĞİNDE 

"Bir baba gittiğinde;

Arkanı yasladığın duvar
Sabahları sıcak ekmek

Okul harçlığı, otobüs bileti
Ciğerinden bir parça gider
Gider de gider...

En sinirli anında bile,
Dudağının kenarında bir gülümseme
Bayramda öpülecek el
Çocuklarımızı sırtında taşıyan
O sevimli dede gider
Gider de gider...

Bir içten "oğlum, kızım" sözünün sahibi
İnatçı bir siyasetçi
Koca bir beden
Çocuk bir yürek
Anneyle yapılan lüzumsuz tartışmalar
Heyecanlı bir taraftar
Çalışkan bir "Adam" gider
Gider de gider...

Bir sarılmaya, bir çift söze bile
Fırsat vermez Azrail
Vakit geldiği zaman
Sadece baban değil
Atan gider
Canın gider
Kanın gider
Gider de gider...

Dolmaz boşluğu kısa zamanda
Hep bir ses ararsın, bir nefes
Bir anahtar tıkırtısı
Yanlış bir iş yapınca
Gözünün içine bakılmasını
Ama sadece beklersin

Çünkü;
Bir baba gittiğinde,
Sadece baban değil;
Bir dostun,
Bir arkadaşın,
Bir sırdaşın,
Bir öğretmenin,
Bir ustan,
Bir yanın gider...
Gider de gider "




Balayı Kararsızlığı

Evlenmek demek karar vermek demek.
Önce evlenmeye karar ver,sonra mekana,gelinliğe,eşyalara ve daha bir sürü hayatında daha önce hiç karar vermediğin şeylere...
Balayıda bunlardan biri ve karar vermekte en zorlandığım kısımlardan...
Bir yandan diyorum yorgunluk olacak,gidelim bir otele,yiyelim-içelim-dinlenelim.Kalabalık ortam çok olmasın kafa dinleyelim.
Diğer yandan 5-6 gün otelde sıkılırız gezmekte gerek...
Yani anlayacağınız kararsızlıkta son noktadayım.
Hazır erken rezervasyonlar başlamışken balayınıda halledelim diyoruz ama karar veremiyorum ben.
Turların bize önerdikleri genelde Belek tarafı.Ama etrafımdaki kişilerde Belekte sadece otele tıkılıp kalırsınız başka birşey yapamazsınız diyor..
Sizler nereleri önerirsiniz?
Otel adı olabilir,tur adı olabilir yardımlarınızı bekliyorum.









resim alıntıdır.

15 Aralık 2012 Cumartesi

Evlilik Telaşlarına Dönüş

Bu blogu açmamdaki en önemli nedenlerden biriydi evlilik hazırlıklarım.
Bu yüzden genelde ilk takip ettiğim bloglarda evllilik telaşı içinde olan bloglar olmuştu.
2012 Eylül gelinlerinden olacaktım bende ama şu yazımda bahsettiğim üzere düğünümüzü bir yıl ertelemiştik...
Ve 2013, 15-16 Haziranda bende kısmetse evleniyorum.
İki gün çünkü İzmit ve İstanbulda iki düğün olacak.
Başlarda İzmitte nikah yapalım İstanbulda düğün olsun dedik ama sonra bir baktık ki 2düğün oluyor:)
Biz  bile anlamadık nasıl karar verdik..

*Düğün mekanı için İstanbulda o kadar çok yer baktık ki...
Beylerbeyi Polisevinden,Validebağ öğretmenevine,Goparktan,Beyoğlu öğretmenevine...
Sonra ne alakaysa yorulduğumuz bir anda Zeytinburnu Öğretmenevini tutmuş bulduk kendimizi..

Yalnız bu düğün işleri zor.Kişi sayısını kestirememek bizim tercihimizi etkiledi..Düğün delisi olan ben bile acaba nikah yapsak uğraşmasak mı diye aklımdan geçirdim..Neyse ki kısa sürdü:)
Birde benim bir yandan yeniden okula gidip ayda 9-10 gece nöbeti tuttuğumu varsayarsak bu süreç daha da zor oluyor..

Bu arada düğünle ilgili postlara geri döndüm sanırım:)

Var mı 2013 gelini olan???

14 Aralık 2012 Cuma

Melekler ve Şeytanlar-Film



Dan Brown kitabı olan Melekler ve Şeytanları geçen ay okumuş ve  beğenmiştim.  (yazısı için buraya)Film uyarlamasında ise en sevdiğim aktör Tom Hanks başrolde.Bu nedenledaha bir severek izledim.

Kitabı olan birçok film gibi bu filmde kitapla birebir örtüşmüyor. Zaten beklentimi bu yönde tutmadığımdan hayal kırıklığı yaşamadım ve filmi beğendim. Anahatlarıyla konu işlenmiş.Kitapla olan farklılıklar beni çok rahatsız etmedi.

Konusunu tekrarlamıyorum merak edenler kitap yorumuma bakabilir.
Kitap mi film mi dersem ikiside derim. Ama öncelik tabi ki kitap:)

*Roma ve Vatikanın güzel görüntüleri mevcut filmde.

*Bu arada epey bir süre kitap yorumu yazamayacağım sanki çünkü Tutunamayanları okumaya çalışıyorum ne zamana biter,bilinmez...

9 Aralık 2012 Pazar

Adı:Aylin-Ayşe Kulin




Ayşe Kulin severek okuduğum yazarlardan.Özellikle Veda serisini epey beğenirim. Adı:Aylin de bu yıl ki fuar ganimetlerimden bir biyografi.

Bir biyografi olduğu için çok yorum yapabilecek birşey bulamıyorum doğrusu. Sonuçta kurgu değil yaşanmış bir hayat.

Sadece bu kadar ünlü ve başarılı bir psikiyatrist aynı zamanda da Amerikan ordusundan subay olarak emekli olan birisinin özel hayatında ne kadar çalkantılar yaşadığını görmek üzücüydü..Birçok yerde bu seferde mi olmadı yaaa dedim çoğu kez..

Ayrıca okurken vay be bir yaşama ne kadar çok şey sığdırılmış diye düşünmeden de edemedim..

Adı:Aylin sıkılmadan okunabilen,sürükleyici bir kitap ama Ayşe Kulinden daha sürükleyici kitaplar okuduğumdan favori kitaplarımdan değil..

5 Aralık 2012 Çarşamba

Kabuk Adam-Aslı Erdoğan

Sevgili Diloşun blogunda görmüştüm bu kitabı.Açıkcası daha önce ne kitabı duydum ne de yazarı hakkında bir fikrim vardı. Önce alınacaklar listeme ekledim.Sonrada elimdeki kitapları tüketmeyi bir kenara bırakıp D&R dan kaptım kitabı.
Ne beklediğimi bilmiyorum ama daha iyi birşey beklediğim kesindi.Kötü mü hayır.Aslında güzel de ama sanırım beklentim büyüktü benim.Kitabı bitirdiğimde vay be diyeceğimi falan bekliyordum ama öyle olmadım.
Böyle epey olumsuz konuştum gibi oldu ama kitap akıcı bir şekilde okunuyor sıkmıyor.
Ben 4-5 saat gibi kısa bir sürede bitirdim mesela..


Konusu:Ünlü bir fizik laboratuvarına kabul edilmiş bir Türk-kadın fizikçinin Karayiplerde yaz kursuna katılması ve oranın yerlilerinden Kabuk Adamla tanışmasını ve paylaştıklarını/paylaşamadıklarını/bazen konuşmadan anlaşabilmelerini anlatıyor kitap.Aralarındaki farklı,tılsımlı elektriği okurken bile hissediyorsunuz.Ama ben en çok okyanusu betimlemesini sevdim.Gözümün önünde her bir kare canlandı okurken havada kalmadı ne Maya,ne Tony ne de diğerleri...

kitabın en beğendiğim kısmı ilk paragrafı:
"bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez,özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı.
Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer,bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır."

"bir kitabın kapağına bakarak içindekileri anlayamazsın

bir insanı da sadece yüzüne bakarak anlayamadığın gibi"

"Bugün artık biliyorum; hayatın bize verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız." 

Mart Menekşeleri-Sarah Jio



"bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir." 


Mart Menekşeleri Arkadya Yayınlarının ilk kitabı.Facebook adreslerinde hediye ettiklerinde çok istemiştim ama şanslı kişilerden olamamıştım. Bu yıl ki kitap fuarında çok uygun bir fiyata(10tl) ve çok şirin mor püsküllü bir ayracla satıldığını görünce düşünmeden aldım. Bu ayraç fikri gerçekten çok iyi düşünülmüş. Beni ilk çeken bu oldu mesela...Onun haricinde baskı ve kapak kalitesini de beğendim. Kapağı oldukça güzel.      
                                                           
Konusuna gelince;
Emily adlı kahramanımız eşinden boşanınca Bainbridge adasında yaşayan yengesinin yanına 1 aylığına kafa dağıtmak üzere gider. Kaldığı odada bulduğu günlüğü okumaya başladığında ise geçmişi ile yüzleşmek ve bazı soruların cevabını bulmak zorunda kalır. 

Kurgu güzeldi. Başlar yavaş gitse de son 150 sayfa bir çırpıda bitti. Bir sırrın olduğu ortaya çıktığı noktada az çok o sırrı çözmüştüm ama yine de son ana kadar cevabını merakla beklediğim sorular vardı. Ve sonunu gözleirm dolu dolu bitirdim.Keşke bikaç sayfa daha olsa dedim ama böyle de gayet iyiydi.



.

3 Aralık 2012 Pazartesi

Hayatın Ta Kendisi Lokantası-Maeve Binchy




İtalyanca Aşk Başkadır kitabını okumayı çok istediğim ama bir türlü fırsatını bulamadığım ve geçen aylarda kaybettiğimiz bir yazar Maeve Binchy.

İlk olarak Hayatın Ta Kendisi Lokantasıyla başlangıç yapmış oldum yazara Bir kitaplaşalım mı ekinliğinde hediye gelmiş olduğu için. Gayet akıcı keyifle okunan bir roman.

Dublin'de Quentis adlı bir restaurantta geçiyor roman.Bu lokanta kahramanların ortak yönü. Bir şekilde hikayeler lokantayla kesişmekte..
Lokanta sahipleri Brenda ve Patrick ile lokantanın belgeselini yapmak isteyen Ellanın hayatı ağırlıkta..Başkahraman Ellanın özel hayatı ise kitabın ana konusu denilebilir.

Kitap sevimli diyeceğim türdendi. Yeniden Maeve Binchy okur muyum;Evet.Ama peşpeşe değil,kafa dağıtmak istediğim zamanlarda kesinlikle aklımda olacak.
Birde duyduğuma göre Maeve Binchy her kitabında başka bir kitabındaki karakterlerine az da olsa değiniyormuş.Sanırım buda kitapseverler için bir arkadaşa rastlamak gibi olacağından güzel olabilir.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Evim Sensin



Filmi duymuş ama hiç konusuna bakmamıştım açıkcası.
Nişanlımla hadi sinemaya gidelim dedik ve bize en uygun saatte Evim Sensinin seansı vardı onu izlemiş olduk hiç planlamadan.
Filmin ilk yarısında çok sıkıldık biz. Hele Fahriye Evcenin mimikleri,ses tonu falan sinir etti bizi.
İkinci yarısında eh işte diyeyim. Yani ikinci yarının hatırına fena değildi diyorum.
Film koreli bir filmden uyarlanmış,o versiyonunu izlemedim ama tahminimce bundan güzeldir.
Birde bizim salonda son yarım saat ağlayan ama öyle böyle değil filmi bırakıp ara ara onu dinlediğimiz teyzeye selam olsun buradan.
Bu arada bir baba sahnesi var ki benim hassas noktam olduğundan orda tutamadım kendimi.Bu kadar.
Ama çoğu kişi beğenmiş,ağlamıştı ki filmlerde genelde sulu gözlü olan ben pek etkilenmedim.Şaştım kendime.


24 Kasım 2012 Cumartesi

31.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Geçen pazar günü geleneksel kitap fuarı etkinliğimizi gerçekleştirdik arkadaşım Elifle.Ama ben bir türlü kitap fotolarını çekemediğimden postu yapamamıştım.

Birçok kitapsever gibi bende her yıl sabırsızca beklemedeyim kitap fuarını.
Oradaki havayı solumayı seviyorum ben...
Her yıl bu sene az kitap alacağım sonra birikiyor okuyamıyorum diyorum ama yinede hedeflediğim sayıdan fazla kitapla dönüyorum eve.
Bu yıl eve geldiğimde saydım 10 kitap almışım.Geçmiş yıllara göre az ama benim bu yıl hedeflediğimden fazla yine rakam.
 ve gelelim kitaplarıma:
Epeydir Uykusuz okuyamıyorum vakit bulupta.Bu yüzden en sevdiğim yazarlardan Alpay Erdemin  Ben kitabını aldım:)
Sonra kim demişti bilmiyorum ama kocaman kirpili kapak tasarımı olan 1473ü aldım ki 3 tanesi 10 tl indirimi vardı 1473de o stanttaydı.

1Q84 yine konusu hakkında bir fikrimin olmadığı ama bloglarda bolca gördüğüm birazda indirim yaptırıp aldığım arkadaşıma da zorla aldırdığım bir kitap.

Mart Menekşelerini Facebookda hediye olarak verdikleri zaman görmüştüm.fotoda gözükmüyor ama çok güzel mor bir püskülle satışa sunmuşlar.Konusunu bilmeden püskülüne vuruldum ben.Aynı şekilde Şeytan ve Şairde cici bir püskülle satılıyordu.Onu da aldım:)

Ayşe Kulinden imzalı Adı:Aylinim var:) birde Buket Uzunerden İki Yeşil Susamuru. Ama o fotoda yok arkadaşımda kalmış.

Veee yıllardır istememe rağmen bir türlü alamadığım Tutunamayanları Elifim bana aldı:) hemde hiç çaktırmadı.kendine alıyormuş gibi yapıp elime verdi bi anda poşeti ve biz tüyapın ortasında sarılıp zıp zıp zıpladık:)

Bu yıl,sonunda Ahmet Ümite kavuşabildik.Yıllardır bir türlü denk gelemiyorduk ama kısmet bu seneyeymiş.Yeni kitabı sorduğumda şubat gibi dedi.Çok sevindim çok:)
İmza içinde daha önce okuduğum ve favorilerim arasında olan Patasana'yı aldım. İlginçtir en sevdiğim kitaplardan olmasına ve en az 5 kişiye hediye etmiş olmama rağmen bende yoktu.
Geç oldu imzalı oldu:)

tabi ki uykusuz standına uğramadan olmaz. Arkadaşımın hediyesi Fırat kupam ve Sandık içili mousepadimi fotoğraflamayı unutmuşum.

Herkese bol okumalı günler diliyorum.
Bir dahaki seneyi iple çekiyorum.

18 Kasım 2012 Pazar

Söylenmemiş Şarkılar-Canan Tan

Yine bir kitaplaşma etkinliğinden gelen kitabım.
Sevgili Biricit'in hediyesi.
Benimde ilk Canan Tan kitabım.
Zaten bul yıl daha önce hiç kitabını okumadığım yazarlara ağırlık vermeyi amaçlamıştım.
Nitekim öylede oldu
Postlarım bu yazarın okuduğum ilk kitabı diye başlıyor genelde:)
Hoş bu kadar yeni yazarı hayatıma katınca dedim ki ben daha önce ne okuyordum da bunlara sıra gelmedi:)

Söylenmemiş Şarkılar kısa öykülerden oluşuyor.Söylenmemişleri konu edinmiş her öyküsünde..Hepside hayatın içinden,varolan şeyler..
Öykülerden de Çay ve Poğaça ile kitaba ismini veren Söylenmemiş Şarkıları ayrı bir sevdim.



Öykü okumayı sevmesem de bu yıl ki ikinci öykü kitabım kendisi. İnce ve hızlı okunan cinsten olduğundan birgünde bitirilebilir. Ben ders çalışırken aralarda kafa dağıtmak için bir-iki öykü okuyarak bitirdim mesela.
***Canan Tan hakkında tam bir fikir oturmadı kafamda.Çünkü roman farklı birşey öykü farklı. Birde romanını okursam -ki Piraye'yi okumak istiyorum- o zaman yazarla ilgili daha bir fikir sahibi olacağım.


Melekler ve Şeytanlar-Dan Brown

Uzun zamandır okumak isteyipte bir türlü fırsatını bulamadığım bir yazar Dan Brown.
Kitaplaşma etkinliğinde sevgili Darla gönderdi bu güzel kitabı,banada okumak farz oldu böylece.
Öncelikle Dan Brown favori yazarlarımdan olabilir bunu anladım.
Tarzını çok sevdim ve kitabı hızlıca bitirdim vize haftam olmasına rağmen.

*Illuminatinin varlığından haberdar olmadığımı kitabı okuyunca anladım bu arada.
*Simgebilim profesörü Robert Langdon Cern(isviçredeki büyük fizik laboratuvarı)fizikçilerinden Leonardo Vetranın cinayetini çözmek için  çağrılır. Daha sonra Vetranın kızı fizikçi Vittoria da romana dahil olur ve olaylar ilginçleşir.Çünkü Vittorianın babası ile bulduğu karşımadde denilen çok tehlikeli buluş çalınır.Vatikanda olduğu bilnmekte fakat bulunamamaktadır..Amaç bunu 24 saat içinde bulmaktır yoksa Vatikan yok olacaktır.

Kurgu güzel,Roma ve Vatikan ile ilgili geniş bilgiler vermekte.Bir kere daha İtalyaya hayran kalmama sebep oldu kitap.Gdip göresim had safhaya çıktı.
Hala okumayanlar varsa hemen okuyabilir düşünmeden.
filmide çekilmişti onuda izlemek nasip olmadı,Başrolde de Tom Hanks olunca kesin izlenmeli diyorum,en yakın zamanda fırsat bulmam lazım.

11 Kasım 2012 Pazar

Başımız sağolsun!

17 can daha verdik milletce.
Korkuyorum bunları kanıksamaktan,anlamını yitirmesinden.
Hani hep diyoruz ya mekanları cennet olsun,Allah rahmet eylesin diye...
Bu sefer ateş daha da bir koydu yüreğime..
Bu 17 candan biri gencecik arkadaşımın,iki tane dünyalar güzeli kıza sahip arkadaşımın eşi.
Sizden ricam Üsteğmen Ersan Yenici nezdinde tüm şehitlerimize birer Fatiha mızı okuyalım,en azından bir dua edelim de bizlerde son görevimizi yerine getirmiş olalım bir nebze.

Mekanları cennet olsun !
Bunların olmasında küçücük bile olsa payı olanlarda kahrolsun..

8 Kasım 2012 Perşembe

Şiirin Kızkardeşi Öykü-Buket Uzuner

Genelde öykü okumak beni çok çekmediğinden elim pek gitmez öykü kitaplarına.Epey bir önce Kitaplaşalım mı etkinlğinde Biricitle kitaplaşmıştık ve O da bana Buket Uzuner'in bu kitabını hediye etmişti.İyi ki de etmiş:)
Severek okudum.Zaten okurken çok zorlanmadım 1günde bitti.

Kitaba adını veren Şiirin Kızkardeşi Öykü isimli hikaye ile başlıyor bu kitap bu öykü gayet güzeldi..Öykünün adı ile konu o kadar güzel içeiçe geçmiş ki..


En sonda 5eski arkadaşın ilk cinsel deneyimlerini birbirleri ile paylaşmaları üzerine kurulu bir öykü var ve beşinin ağzından da ayrı ayrı anlatılıyor.Bu öyküde benim her zaman savunduğum şu düşünceye dayanıyor aslında: Karşımızdaki insanları ne kadar iyi tanıdığımızı zannedersek zannedelim aslında o bize kendini tanıttığı,gösterdiği kadarını biliriz.Bu en yakınımız olsa bile..

ve birkaç altı çizilenlerden..
"Yeri geldiğinde bir yumruk yemenin insanı rahatlattığı durumlar vardır. Ama asıl felaket yumruk atılması veya yenmesi gereken durumlarda suskunluğun yarattığı ezici ağırlıktır."

"Ah bitirmek! Bitirmek, bir şeyi bitirmek, başlamaktan daha büyük bir cesaret ister çoğu zaman. Tanrım ne büyük cesaret ister bitirmek, bırakmak, 'bitti' diyebilmek!"

"Bu çaya karbonat  atmışlar,pek berbat tadı.ama alırım her seferinde işte,İstanbul Vapuruna yakışır diye..."


"Yavaş yavaş çürüyen ruh çok pis kokar. İnsan ne kadar yıkanırsa yıkansın asla temizlenmeyen bir kokudur bu"

"Geri dönebilmek ve anlayabilmek için ille de gitmem gerekiyordu. Bazılarımız için ille gitmek gerekir"

6 Kasım 2012 Salı

Mino'nun Siyah Gülü-Hüsnü Arkan


Okumayı çok istediğim bir kitaptı Mino'nun Siyah Gülü.
İyi ki de istemişim. çünkü gayet akıcı,keyifle okunuyor.Başlarında kim kimdi falan olsam da sonradan oturdu taşlar yerine.

Kitapta bölümler ağırlıklı olarak kadın karakterlerin ağzından bir geçmiş,bir şimdi şeklinde ilerliyor ..
Yakın dönem siyasi tarihe de değiniyor ama sıkmadan,boğmadan..
Yasak ama benim garip mi desem ilginç mi desem bilemediğim bir aşk,
Darbelerin faturaları...
Yitirilen gençler...
Kitabı işyerinde bitirdiğimden ağlamamak için kendimi epey zorladım..

Kısacası ben kitabı beğendim,tavsiye de ederim.
Söylemeden geçemeyeceğim en önemli nokta ise en çok kitabın kapağını sevdim ben.Ama öyle böyle değil..Bakıp bakıp duruyorum..

NOT:Bu arada Hüsnü Arkan Ezgi'nin Günlüğü'nde çalıyormuş ki hiç bilmiyordum bunu biraz utandım doğrusu:S

3 Kasım 2012 Cumartesi

Lizbon'a Gece Treni-Pascal Mercier


Son zamanlarda en zorlanarak bitirdiğim kitap Lizbon'a Gece Treni.
Şöyle bir net araştırması yapınca aslında çoğu kişinin beğendiğini gözlemledim ama ben aynı keyfi almadım açıkcası.
Belki yanlış zamandı,belki de daha çok üzerinde düşünülerek okunması gereken bir kitaptı bilemiyorum ama resmen kitabı yarıda bırakmamak için inatlaştığımdan bitirebildim kitabı.Yaklaşık 20 günde:(

Kitabın konusuna gelince ;
Antik diller öğretmeni olan kahramanımız birgün ansızın dersin ortasında sınıftan çıkar ve  Lizbona doğru yola koyulur. Bir doktor olan Prodonun kitabı eline geçer ve bu gizemli adamın hayatına girmiş olan insanlarla iletişime geçip onu tanımaya,onun gibi hissetmeye çalışır.

Kitapta altı çizilebilecek güzel cümleler mevcut,hayata farklı yönlerden bakmayı,sorgulamayı da sağlıyor..Felsefe tarzı kitap severler için tavsiyede ederim ki eminim beğeneceklerdir ama beni sarmadı.
Son 120 sayfasını severek okudum sadece.
Bide en baştaki gizemli kadını merak ettim durdum okurken ne oldu acaba diye...

NOT:bazı yabancı dildeki sözcükler ne çevrilmiş ne de altına not olarak düşülmüş.Orjinal halinde kalakalmış öylece.O kısımları anlamadım tabi ki:)


Bayramın 1.günü gittiğimiz Geliboluda müthiş manzara eşliğinde okumaya çalışırken:)

28 Ekim 2012 Pazar

Tiyatro-Herkesin Bildiği Sırlar


         Tiyatro sezonu açıldı dedim önceki postlardan birinde ama gitmeye vakit bulamamıştım bugüne kadar..
                  Bayram tatilini fırsat bilip bugün itibariyle bizde sezonu açtık nişanlıyla:)


Oyunun konusu;
Ayrılmak üzere olan evli bir çift.
 Kadın evdeki kalan eşyalarını almaya gelir ve aşırı yağmurdan dolayı evden gidemez. Bu fırsatla ilişkilerini sorgulamaya,geçmişle yüzleşmeye başlarlar...

Asında tanıdık geliyor çoğu kısmı:)
 Kadın-erkek ilişkileri üzerine eğlenceli bazende düşündüren 2 perdelik bir oyundu.
Oyunda fondaki gerçekçi yağmur ve müzikleri çok beğendim.Birde iki kişilik kadroyu..Oyunculuk çok iyiydi,sahnede içtiği sodadan geğiren erkek oyuncu bile itici gelmedi o derece yani..


Herkesin Bildiği Sırlar şu anda Devlet Tiyatroları Küçük Sahnede oynanıyor.
Bu sezon siftahımızı bu oyunla yaptık gerisi bolca gelsin inşallah:)
resimler alıntıdır.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Markafoni'de Kitap Molası


Markafoni  de kitap molası adıyla kitaplarda indirim var.bir bakın derim!
Ben almıyorum İstanbul Tüyap Kitap Fuarını  beklemedeyim ama işine yarayanlar olabilir.

kitaplara bakınca da içlerinde benimde okuduğum,beğendiğim kitaplar mevcut!

18 Ekim 2012 Perşembe

kısa kısa..


-bu ara ben okul-iş-ev,nişanlı dörtlemesinde koşturuyorum,herbirine zaman ayırmak gerek zira hiçbiri geçiştirebileceğim birşey değil:) bu nedenle çok yorulsam da gıkımı çıkartmamam gerek..

-matematik ve fizikten nefret ederdim ,yıllar geçse de gördüm ki nefretim hala devam etmekteymiş.

-lizbona gece treni kitabını okuyan var mı aranızda? nette bakınıyorum da ne kadar beğeneni var.. zorlaya zorlaya 130. sayfasına geldim ben.son zamanlarda bir kitabı okurken hiç bu kadar zorlanmamıştım.inşallah devamı iyidir.pes etmicem bitiricem.

-bloglar mahallesinde sevgili supercellma bloglar mahallesinin pazar ziyaretini bana yapmış.işte buyurun yazısı tık tık.. ben çok beğendim yazıyı.bayıldım hatta.

-bayram sonrası vizeler başlıyor,hayali bile daral getiriyor..çok çalışmam gerek çok...

-ve bitirirken adıma yakışır bir son;




haydi kalın sağlıcakla!


resim alıntıdır.

11 Ekim 2012 Perşembe

mim-17

Mimlendim Biricit tarafından ve işte cevaplarım;
ÇANTAMDAKİ 5 ŞEY
ajandam
cep telefonum
ıslak mendil
anahtar
veee mutlaka kitabım
ODAMDAKİ 5 FAVORİ ŞEY
laptopum
mantar panom
kocaman yatağım
ayraç kutum
kitaplarım
BU AY PLANLADIĞIM 5 ŞEY
tiyatro sezonu açılmışken bir tiyatroya gitmek
bir arkadaşımın düğünü
notlarımı temize çekmek
bayramda dinlenmek
üniv. arkadaşlarımla buluşmak
ALMAK İSTEDİĞİM 5 ŞEY
ben en çok kitap almayı seviyorum ama yeterince okunacak kitabım olduğundan alamıyorum...bi kaban bir çizme almam gerek..ve en çokta nişanlı biri olarak evimin eşyları

Beni mimleyen kişi Biricit ve
ONDAN etkilendiğim 5 şey
Akıcı,zevkli,esprili,duygusal yazıları,yazdığı ürünleri deneyip görmeden yazmaması,kitap okumayı aksatmaması...

Teşekkürler mim için,zevkle cevapladım.
Bunu Pontime ve yeniden aramıza dönen Darkolivee göndereyim ben:)

6 Ekim 2012 Cumartesi

Leyla'nın Evi-Zülfü Livaneli



Sahip olduğum ve okuduğum ilk Zülfü Livaneli kitabı Leyla'nın Evi.
Sevgili Darlanın etkinlikte gönderdiği kitaplardan biriydi ve Darlanın en sevdiği Livaneli romanıymış.

Benimde bir çırpıda okuduğum,sonunda gözlerimin yaşarmasına neden olan bir roman.
Çok beğendim çok..

Kitapta Osmanlı paşası torunu olan Leyla,sahne adı Roxy olan hip-hopçu Rukiye ve beyefendi kimliği ile Ali Yekta Bey var.Bu birbirleriyle hiç ortak noktası olmayan üçlünün hayatlarından kesitler okuyorsunuz.Zaman zaman kesişen durumları...

Birde Yusuf var ki ben onu pek sevdim,pek bir candan buldum..

Livaneli'nin diğer romanlarını  şimdilik bilemiyorum ama bu romanında yakın tarihe güzelce değinmiş.
Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan trajik olaylara,şapka ve harf inkilabında yaşananlara da yer vermiş.  Batılılaşma sürecinde insanların o dönem yeni sürece alışmak için okuduğu adab-ı muaşeret kitaplarından bikaç örnek vermiş ki bazılarına çok güldüm..Mesela;

"Bilhassa yaz sıcaklarında gezip tozduktan sonra trende veya vapurda otururken ayağınızı sıkan veya nasırınızı acıtan iskarpininizi usulcacık çıkartıyor ve havalandırıyor musunuz? Bu adi hareketi yapmaya canınızın yanmasını tercih ediniz."(Syf:173)


Böyle bir romandı Leyla'nın Evi.Severek okudum ve mutlaka tavsiye etmekteyim.



NOT: İlk cümlemde sahip olduğum ilk Zülfü Livaneli romanıydı dedim.
Aslında hastanemize gelip,kitap satmaya çalışan abiye çok az bir kapora vererek sipariş ettiğim Serenad ve Mutluluk kitabı gelmediğindendir bu durum..Dolandırıldım demek istemiyorum,meblağ çok  çok azdı ama diyecek başka da  birşey bulamıyorum.



3 Ekim 2012 Çarşamba

Yeşil Peri Gecesi-Ayfer Tunç


Sevgili Darla'nın kitaplaşma etkinliğinde göndermiş olduğu kitaplardan biriydi..Kitapların hangisinden başlasam okumaya derken bu kitap ağır bastı bende ve ilk kez bir Ayfer Tunç kitabı okumuş oldum.     

                                                                                                                                                                                                 Kitabın kahraman çok çok güzel bir kız ama bir o kadarda dibe batmak için savaşmakta,böylece hayattan intikam almanın peşinde kendince..
Annesiyle sorunları,babasının çektikleri,ilişkileri  hep bir sorunlu,sıkıntılı..
Nasıl anlatsam bilemedim kitabı ama alın okuyun derim hla okumayan varsa,soluksuz merakla okunuyor.

Bu kahramanın geçtiği birde Kapak Kızı romanı varmış ama internette o kadar aradım hangisi daha önce geliyor bulamadım. Bundan sonra onu okumak sorun olur mu bilemiyorum okuyan arkadaşlardan tavsiyelerini de isterim .Bazıları farketmez sırası demiş,bazıları önce kapak kızı demiş..


Duygular an’dır. Gelir, geçer. İnsansak eğer, bir duygudan bir duyguya 

geçeriz. Her birinde sonsuza kadar kalacağımızı sanırız. Aşk mı? Hiç bitmeyecek 

ki… Ölüm mü? Hiç gelmeyecek ki… Ömür boyunca defalarca doğarız ve ölürüz.

"Korkuyorum yaşamaktan ki çok güzel."

"Tazelenmiş demek aslında bayat demektir."




2 Ekim 2012 Salı

Tiyatro sezonu açıldı

Benim gibi tiyatroseverlerin sevdiği aydır ekim.Tiyatrolar yeni sezon için perdelerini açar..

Ben fırsat buldukça gidip izlemeye çalışıyorum. Hem biletler açısından uygun geliyor hem de zaten ayıla bayıla katıldığım bir aktivite olduğundan koşa koşa gidiyorum:)

Bu yılki oyunlara ve ekim programı için sitelerine göz atın derim;

       Devlet Tiyatroları için tık tık 
               Şehir Tiyatroları için tık tık

                                         şimdiden keyifli izlemeler!!!
resim alıntıdır.

Amsterdam (1000 parça)


1000 parçalık Educa marka,Amsterdam isimli puzzleımı bitirmiş bulunmaktayım:)
Bu seneki sevgililer günü hediyelerimdendi ama ben ancak yapabildim.



Tek parçasını kaybetmiş olmak bitirince epey üzdü beni.Onun için bi çare bulacağım artık..
Ya yama yapacağım ya da bazı markalarda olan koordinatları verince parçayı tedarik etme olayını araştıracağım.

Ben bu puzzleı çok sevdim,sizce de çok güzel değil mi?



*Uzun bir süre puzzle yapmaya zamanım olacağını sanmıyorum ama ileride boş zamanlarımda devam ederim bu hobime...

25 Eylül 2012 Salı

Limangoda 9,9TLye kitaplar

Limango'da gezinirken gördüm.Bu kitaplar ve daha başka türleri 9,90TLye satıyorlar.Bir bakın derim TIK TIK
Aralarından da Sil baştan ve Psikoanalisti önerebilirim.
Şu anda bir sürü okunacak kitabım olmasa Zaman Çarkını alırdım herhalde...

     








23 Eylül 2012 Pazar

Yeniden Okullu Oldum!

Ben varya kaç gündür tutuyorum kendimi..
Şurda LYS sonucumdan bahsettiğim için DGS ile ilgili bi yorum yapamadım hemen akabinde..
Ama yeter :)
DGS(Dikey Geçiş Sınavı)yi kazandım ben.
İstanbul Üniv.Fen fakültesi Biyoloji.
Hatta kaydımı bile yaptırdım ve yarın okul başlıyor.
Benim için zor bir dönem başlıyor.
1. ve 2.sınıfın derslerini bir arada alacağım,işyerinde gece nöbet tutarak mesaimi tamamlayacağım.Bi yandan evlilik hazırlıkları var.Ne olacak hiç bilmiyorum hiç..
Bloga uğramam sekteye uğramaz inşallah.Çünkü burayı seviyorum...

*Sınavla ilgili de şunu söylemek istiyorum.Geçen yılda girmiş kazanamamıştım,bu yıl hiç kendimi kasmadım.Hatta nasılsa kazanamam diye girdim ve oldu.Bazen kafayı rahat bırakmak gerekiyor sanırım.Bende işe yaradı...

*Nişanlımla gittik bana çeyiz falan alcağımıza kalemler,defterler aldık....uğraştığımız şeylere bakın:)

*Yarın sabah okula,ordan nöbete,salı sabahı tekrar okula...Yani Salı akşama evdeyim bi daha:)

*BOL ŞANS BANA...




Sil Baştan-Ken Grimwood




"Hayatınızı tekrar,tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız..."


Koridor yayıncılığın okuduğum son iki kitabından biri Sil Baştan.Diğerini  ise geçen ay yazmıştım PsikoAnalist.
Tesadüfen midir nedir bu yayınevinin ilk okuduğum kitaplarını sevemesem de bu son iki kitabı ben beğendim.Özellikle Sil Baştan'ı çok beğendim. Bundandır son zamanlarda hızlı kitap okuyamasam da 3 günde bitirmem.....


Kitap 43 yaşındaki Jeffin ölümünün ardından kendisini üniversitedeki yatakhanesinde 18 yaşındaki haliyle bulmasıyla başlıyor.Bedenen genç olsa da önündeki yıllarda olacak olayları,yaşanılacakları bilmekte hala .Buna göre bahis oynar,iş kurar,sever,evlenir..Ve tüm kurduğu düzeni tekrar kaybeder..

Biraz daha bahsedesim var ama tadı kaçacak diye susuyorum. Ben beğendim,hatta bunun ikincisi vardır diye araştırmaya başlamıştım ki yazarını 2003te hayata göz yumduğunu öğrendim...
Filmi olsa hoş olurdu diyip bakındım ama birebir kitaptan uyarlanmış bir filmi yokmuş.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Fıstıklı Tombimle Kitaplaştık ki bizzz:)

 Sevgili Diloşun başlattığı,Maya,Damlave son olarakta Fıstıklı Tombinin(Darla) düzenlediği kitaplaşalım mı etkinliğinde ben evsahibiyle eşleşmiş oldum. İyi ki tanıştık,iyi ki eşleştik.Ben çok mutlu oldum kendisini tanıdığım için.
Benim kargom daha ulaşmadı henüz ama onun çok güzel kutusu bana ulaştı.Açtıkça beğendim,bayıldım. Benim okumak istediğim yazarların en sevdiği kitaplarını yollamış bana eski adıyla Darlacım:) Bu kadarına hiç gerek yoktu dedim ama çok sevdim kutumu:)Ellerine sağlık..

                                                         gıcır gıcır kitaplarım ve CDim

ayfer tunç-yeşil peri gecesi
zülfü livaneli -leylanın evi
pascal mercier-lizbona gece treni
dan brown-melekler ve şeytanlar
maeve binchy-hayatın ta kendisi lokantası


magnet,sabun,krem,bileklik,vücut spreyi,defter ... ne ararsan var kutumda saolsun çok ince düşünmüş;)

                                                  iki güzel defterim ve fihristim

Bu güzel etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Etkinlik için çok uğraşan Darlama ise ayrı bir teşekkürü borç bilirim.

Green Salads

Eğer Green Saladsın olduğu AVMlerden birine gittiyseniz hiç düşünmeyin girin derim.Çünkü ben onun olduğu AVMlerde başka bir şey yemiyorum:)
Sahibiymişim gibi anlatıyorum ama ne yapayım çok seviyorum arkadaş!
Uzun tabakları,ne söylersen söyle gelen makarna ve salatasına bayılıyorum
Ama en çokkk soslarına ve kıtır ekmeklerine bayılıyorum ki ikisi bir arada muhteşem  oluyor..

                       bu benim en son tabağım "green special"..ızgara etlerden oluşuyor...
                                        bunlar bayıldığım soslar.beyazlı olan favorim.
nişanlımın tabağı benimde favorim olan "mantar soslu bonfile"

Ayrıca köri soslu tavuğunuda tavsiye ederim.

Daha çok fazla yerde yok.
İstanbul forum,Marmara forum,Torium ve Capa City deki restaurantlarını  ben gittim gördüm!
gidilir, yenilir.

Bu kadar reklam bana da  fazla geldi,susuyorum:)


NOT:Akla bak yarabbim 24 saat nöbet tutarken bu post hazırlanır mı.ağzımın suyu akar nöbetimi tutarım:(

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...