26 Kasım 2012 Pazartesi

Evim Sensin



Filmi duymuş ama hiç konusuna bakmamıştım açıkcası.
Nişanlımla hadi sinemaya gidelim dedik ve bize en uygun saatte Evim Sensinin seansı vardı onu izlemiş olduk hiç planlamadan.
Filmin ilk yarısında çok sıkıldık biz. Hele Fahriye Evcenin mimikleri,ses tonu falan sinir etti bizi.
İkinci yarısında eh işte diyeyim. Yani ikinci yarının hatırına fena değildi diyorum.
Film koreli bir filmden uyarlanmış,o versiyonunu izlemedim ama tahminimce bundan güzeldir.
Birde bizim salonda son yarım saat ağlayan ama öyle böyle değil filmi bırakıp ara ara onu dinlediğimiz teyzeye selam olsun buradan.
Bu arada bir baba sahnesi var ki benim hassas noktam olduğundan orda tutamadım kendimi.Bu kadar.
Ama çoğu kişi beğenmiş,ağlamıştı ki filmlerde genelde sulu gözlü olan ben pek etkilenmedim.Şaştım kendime.


24 Kasım 2012 Cumartesi

31.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Geçen pazar günü geleneksel kitap fuarı etkinliğimizi gerçekleştirdik arkadaşım Elifle.Ama ben bir türlü kitap fotolarını çekemediğimden postu yapamamıştım.

Birçok kitapsever gibi bende her yıl sabırsızca beklemedeyim kitap fuarını.
Oradaki havayı solumayı seviyorum ben...
Her yıl bu sene az kitap alacağım sonra birikiyor okuyamıyorum diyorum ama yinede hedeflediğim sayıdan fazla kitapla dönüyorum eve.
Bu yıl eve geldiğimde saydım 10 kitap almışım.Geçmiş yıllara göre az ama benim bu yıl hedeflediğimden fazla yine rakam.
 ve gelelim kitaplarıma:
Epeydir Uykusuz okuyamıyorum vakit bulupta.Bu yüzden en sevdiğim yazarlardan Alpay Erdemin  Ben kitabını aldım:)
Sonra kim demişti bilmiyorum ama kocaman kirpili kapak tasarımı olan 1473ü aldım ki 3 tanesi 10 tl indirimi vardı 1473de o stanttaydı.

1Q84 yine konusu hakkında bir fikrimin olmadığı ama bloglarda bolca gördüğüm birazda indirim yaptırıp aldığım arkadaşıma da zorla aldırdığım bir kitap.

Mart Menekşelerini Facebookda hediye olarak verdikleri zaman görmüştüm.fotoda gözükmüyor ama çok güzel mor bir püskülle satışa sunmuşlar.Konusunu bilmeden püskülüne vuruldum ben.Aynı şekilde Şeytan ve Şairde cici bir püskülle satılıyordu.Onu da aldım:)

Ayşe Kulinden imzalı Adı:Aylinim var:) birde Buket Uzunerden İki Yeşil Susamuru. Ama o fotoda yok arkadaşımda kalmış.

Veee yıllardır istememe rağmen bir türlü alamadığım Tutunamayanları Elifim bana aldı:) hemde hiç çaktırmadı.kendine alıyormuş gibi yapıp elime verdi bi anda poşeti ve biz tüyapın ortasında sarılıp zıp zıp zıpladık:)

Bu yıl,sonunda Ahmet Ümite kavuşabildik.Yıllardır bir türlü denk gelemiyorduk ama kısmet bu seneyeymiş.Yeni kitabı sorduğumda şubat gibi dedi.Çok sevindim çok:)
İmza içinde daha önce okuduğum ve favorilerim arasında olan Patasana'yı aldım. İlginçtir en sevdiğim kitaplardan olmasına ve en az 5 kişiye hediye etmiş olmama rağmen bende yoktu.
Geç oldu imzalı oldu:)

tabi ki uykusuz standına uğramadan olmaz. Arkadaşımın hediyesi Fırat kupam ve Sandık içili mousepadimi fotoğraflamayı unutmuşum.

Herkese bol okumalı günler diliyorum.
Bir dahaki seneyi iple çekiyorum.

18 Kasım 2012 Pazar

Söylenmemiş Şarkılar-Canan Tan

Yine bir kitaplaşma etkinliğinden gelen kitabım.
Sevgili Biricit'in hediyesi.
Benimde ilk Canan Tan kitabım.
Zaten bul yıl daha önce hiç kitabını okumadığım yazarlara ağırlık vermeyi amaçlamıştım.
Nitekim öylede oldu
Postlarım bu yazarın okuduğum ilk kitabı diye başlıyor genelde:)
Hoş bu kadar yeni yazarı hayatıma katınca dedim ki ben daha önce ne okuyordum da bunlara sıra gelmedi:)

Söylenmemiş Şarkılar kısa öykülerden oluşuyor.Söylenmemişleri konu edinmiş her öyküsünde..Hepside hayatın içinden,varolan şeyler..
Öykülerden de Çay ve Poğaça ile kitaba ismini veren Söylenmemiş Şarkıları ayrı bir sevdim.



Öykü okumayı sevmesem de bu yıl ki ikinci öykü kitabım kendisi. İnce ve hızlı okunan cinsten olduğundan birgünde bitirilebilir. Ben ders çalışırken aralarda kafa dağıtmak için bir-iki öykü okuyarak bitirdim mesela.
***Canan Tan hakkında tam bir fikir oturmadı kafamda.Çünkü roman farklı birşey öykü farklı. Birde romanını okursam -ki Piraye'yi okumak istiyorum- o zaman yazarla ilgili daha bir fikir sahibi olacağım.


Melekler ve Şeytanlar-Dan Brown

Uzun zamandır okumak isteyipte bir türlü fırsatını bulamadığım bir yazar Dan Brown.
Kitaplaşma etkinliğinde sevgili Darla gönderdi bu güzel kitabı,banada okumak farz oldu böylece.
Öncelikle Dan Brown favori yazarlarımdan olabilir bunu anladım.
Tarzını çok sevdim ve kitabı hızlıca bitirdim vize haftam olmasına rağmen.

*Illuminatinin varlığından haberdar olmadığımı kitabı okuyunca anladım bu arada.
*Simgebilim profesörü Robert Langdon Cern(isviçredeki büyük fizik laboratuvarı)fizikçilerinden Leonardo Vetranın cinayetini çözmek için  çağrılır. Daha sonra Vetranın kızı fizikçi Vittoria da romana dahil olur ve olaylar ilginçleşir.Çünkü Vittorianın babası ile bulduğu karşımadde denilen çok tehlikeli buluş çalınır.Vatikanda olduğu bilnmekte fakat bulunamamaktadır..Amaç bunu 24 saat içinde bulmaktır yoksa Vatikan yok olacaktır.

Kurgu güzel,Roma ve Vatikan ile ilgili geniş bilgiler vermekte.Bir kere daha İtalyaya hayran kalmama sebep oldu kitap.Gdip göresim had safhaya çıktı.
Hala okumayanlar varsa hemen okuyabilir düşünmeden.
filmide çekilmişti onuda izlemek nasip olmadı,Başrolde de Tom Hanks olunca kesin izlenmeli diyorum,en yakın zamanda fırsat bulmam lazım.

11 Kasım 2012 Pazar

Başımız sağolsun!

17 can daha verdik milletce.
Korkuyorum bunları kanıksamaktan,anlamını yitirmesinden.
Hani hep diyoruz ya mekanları cennet olsun,Allah rahmet eylesin diye...
Bu sefer ateş daha da bir koydu yüreğime..
Bu 17 candan biri gencecik arkadaşımın,iki tane dünyalar güzeli kıza sahip arkadaşımın eşi.
Sizden ricam Üsteğmen Ersan Yenici nezdinde tüm şehitlerimize birer Fatiha mızı okuyalım,en azından bir dua edelim de bizlerde son görevimizi yerine getirmiş olalım bir nebze.

Mekanları cennet olsun !
Bunların olmasında küçücük bile olsa payı olanlarda kahrolsun..

8 Kasım 2012 Perşembe

Şiirin Kızkardeşi Öykü-Buket Uzuner

Genelde öykü okumak beni çok çekmediğinden elim pek gitmez öykü kitaplarına.Epey bir önce Kitaplaşalım mı etkinlğinde Biricitle kitaplaşmıştık ve O da bana Buket Uzuner'in bu kitabını hediye etmişti.İyi ki de etmiş:)
Severek okudum.Zaten okurken çok zorlanmadım 1günde bitti.

Kitaba adını veren Şiirin Kızkardeşi Öykü isimli hikaye ile başlıyor bu kitap bu öykü gayet güzeldi..Öykünün adı ile konu o kadar güzel içeiçe geçmiş ki..


En sonda 5eski arkadaşın ilk cinsel deneyimlerini birbirleri ile paylaşmaları üzerine kurulu bir öykü var ve beşinin ağzından da ayrı ayrı anlatılıyor.Bu öyküde benim her zaman savunduğum şu düşünceye dayanıyor aslında: Karşımızdaki insanları ne kadar iyi tanıdığımızı zannedersek zannedelim aslında o bize kendini tanıttığı,gösterdiği kadarını biliriz.Bu en yakınımız olsa bile..

ve birkaç altı çizilenlerden..
"Yeri geldiğinde bir yumruk yemenin insanı rahatlattığı durumlar vardır. Ama asıl felaket yumruk atılması veya yenmesi gereken durumlarda suskunluğun yarattığı ezici ağırlıktır."

"Ah bitirmek! Bitirmek, bir şeyi bitirmek, başlamaktan daha büyük bir cesaret ister çoğu zaman. Tanrım ne büyük cesaret ister bitirmek, bırakmak, 'bitti' diyebilmek!"

"Bu çaya karbonat  atmışlar,pek berbat tadı.ama alırım her seferinde işte,İstanbul Vapuruna yakışır diye..."


"Yavaş yavaş çürüyen ruh çok pis kokar. İnsan ne kadar yıkanırsa yıkansın asla temizlenmeyen bir kokudur bu"

"Geri dönebilmek ve anlayabilmek için ille de gitmem gerekiyordu. Bazılarımız için ille gitmek gerekir"

6 Kasım 2012 Salı

Mino'nun Siyah Gülü-Hüsnü Arkan


Okumayı çok istediğim bir kitaptı Mino'nun Siyah Gülü.
İyi ki de istemişim. çünkü gayet akıcı,keyifle okunuyor.Başlarında kim kimdi falan olsam da sonradan oturdu taşlar yerine.

Kitapta bölümler ağırlıklı olarak kadın karakterlerin ağzından bir geçmiş,bir şimdi şeklinde ilerliyor ..
Yakın dönem siyasi tarihe de değiniyor ama sıkmadan,boğmadan..
Yasak ama benim garip mi desem ilginç mi desem bilemediğim bir aşk,
Darbelerin faturaları...
Yitirilen gençler...
Kitabı işyerinde bitirdiğimden ağlamamak için kendimi epey zorladım..

Kısacası ben kitabı beğendim,tavsiye de ederim.
Söylemeden geçemeyeceğim en önemli nokta ise en çok kitabın kapağını sevdim ben.Ama öyle böyle değil..Bakıp bakıp duruyorum..

NOT:Bu arada Hüsnü Arkan Ezgi'nin Günlüğü'nde çalıyormuş ki hiç bilmiyordum bunu biraz utandım doğrusu:S

3 Kasım 2012 Cumartesi

Lizbon'a Gece Treni-Pascal Mercier


Son zamanlarda en zorlanarak bitirdiğim kitap Lizbon'a Gece Treni.
Şöyle bir net araştırması yapınca aslında çoğu kişinin beğendiğini gözlemledim ama ben aynı keyfi almadım açıkcası.
Belki yanlış zamandı,belki de daha çok üzerinde düşünülerek okunması gereken bir kitaptı bilemiyorum ama resmen kitabı yarıda bırakmamak için inatlaştığımdan bitirebildim kitabı.Yaklaşık 20 günde:(

Kitabın konusuna gelince ;
Antik diller öğretmeni olan kahramanımız birgün ansızın dersin ortasında sınıftan çıkar ve  Lizbona doğru yola koyulur. Bir doktor olan Prodonun kitabı eline geçer ve bu gizemli adamın hayatına girmiş olan insanlarla iletişime geçip onu tanımaya,onun gibi hissetmeye çalışır.

Kitapta altı çizilebilecek güzel cümleler mevcut,hayata farklı yönlerden bakmayı,sorgulamayı da sağlıyor..Felsefe tarzı kitap severler için tavsiyede ederim ki eminim beğeneceklerdir ama beni sarmadı.
Son 120 sayfasını severek okudum sadece.
Bide en baştaki gizemli kadını merak ettim durdum okurken ne oldu acaba diye...

NOT:bazı yabancı dildeki sözcükler ne çevrilmiş ne de altına not olarak düşülmüş.Orjinal halinde kalakalmış öylece.O kısımları anlamadım tabi ki:)


Bayramın 1.günü gittiğimiz Geliboluda müthiş manzara eşliğinde okumaya çalışırken:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...