30 Kasım 2013 Cumartesi

Düğümlere Üfleyen Kadınlar-Ece Temelkuran

İnstagramda okunacak kitaplarının arasında "Düğümlere Üfleyen Kadınlar"ı görünce hemen yazdım beraber okuyalım diye Sevgili Kitapçı Kedisi ne ve aynı anda başladık okumaya.O benden epey hızlı çıktı..Ben nöbetlerimin yoğunluğu nedeniyle ondan sonra bitirebildim ama yine de aynı anda okumak keyifliydi...
Onun yorumu için tık tık


Kitap hakkında ne yazsam bilemediğim içinse erteledim postunu.
Nasıldı beğendin mi diye soranlara ilk cevabım hep aynı oldu. Değişik!
Roman ,Ortadoğu' da yolculuğa çıkmış birbirinden farklı dört kadının hikayesini anlatıyor.Zaman zaman kadınların hikayelerinde kendini buluyor insan...

Düğümlere Üfleyen Kadınlar,yazarın okuduğum ilk kitabı..
Diğer kitaplarını bilemem ama tarzı biraz farklı geldi bana.
Okurken merak uyandırdı ama önce sonunu anlatıp sonra ayrıntıları anlatan bir üslupla yazdığı ve bunu da tüm bölümlerde uyguladığı için arada bir az da olsa kafam karıştı açıkçası.
Hikayeyi anlatan kadının adını ise sonuna kadar merak ettirdi sağolsun.

ve bugüne kadar altını en çok çizdiğim satırlara sahip kitabım oldu..Öyle hoş cümleler vardı ki.


"Çünkü bir erkek bir kadının nefesi kadar"

"Bazen hayatınıza geri kabul edilmek için yapabileceğiniz hiçbir şey kalmaz. Denedikçe düşkünleşirsiniz. Bir küçük hata...Küçücük bir şey bütün hayatınızı silip atar. Hep birlikte size gülerler." -syf.73

"Gözden düşenler yelkenliler gibidir,bahtları bir rüzgara bağlıdır.Bazen rüzgar esmez.Esmedi mi esmez yıllarca.İnsanı en çok kendini hayal kırıklığına uğratmak mahveder.Bir yandan onların alayı,bir yandan senin kendine biçtiğin başı sonu olmayan eza...Dert, dermansızlaşır. Gençken gelir geçer böyle kuraklıklar.Ama ömrün ortasındaysan..." -syf.74

"Başka kadınların çaresizliğine öfkelenen kadınlar muhakkak kendi çaresizliklerine öfkeleniyordur." -syf.76

"Evlilik, tatlı hanımefendi,porselen takımların desenlerini adamın yüzünden daha çok gördüğün bir münasebettir." -syf.194

"Yeteneğiniz yüzünden size ihtimam göstermek,sizi korumak yerine yerle bir etmek isteyecekler. Sizi kıymetsiz olduğunuza inandırmaya çalışacaklar. Buna yenilmemek için sizi bir şeyin,birinin çok sevdiğine inanmanız lazım." -syf.204

"Bizim gibiler hep kendi kendini iyileştirmek zorundadır.Kimse gerçekten yardıma ihtiyacımız olduğuna inanmaz." -syf.214

"Belki biz de böyleydik. Sakatlanmadan büyüyebilseydik...Keşke öyle bir bilgisayar programı olsa.Ruhumuz sakatlanmadan büyümüş olsak nasıl insanlar olacağımızı gösterse."-syf.220

"Yaralar bir kere açılınca yarasız olmak diye bir şey yok." -syf.226

"Aşk kadınlar yorulunca biter,kadınlar bir adamı değil bir mezarlığı terk eder."-syf.244

"Aşk bir tereddüt anında gelir.
İkinci yenilgi birinci gibi değildir.En derin izi o bırakır." -syf.247,250

"Kadın esmer;belli ki ya tarlası ya tohumu dünyanın alt tarafından."-syf.255

"Bilakis ,ömür çok uzun.Hiç de öyle göz açıp kapayıncaya kadar değil. Fakat tek bir şartı var.Kaderini gönlünü ferah tutarak seveceksin.ancak sahiplenilmemiş hayatlar kısadır. Yaşamayı istediğin bir ömürde hep yeterince vakit vardır.Yanlış hikaye yoktur. Siz,kaderiniz ne zahmetli olursa olsun hariçte kalmamaya bakın.Ömür o vakit kısalır işte."-syf.364

"hepimiz becerebildiğimiz hayatları yaşıyoruz.Daha az korktuğumuzu. Yetinebildiğimizi."-syf.372


12 Kasım 2013 Salı

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri-Gary Small&Gigi Vorgan


Psikolojiye ilgim olmasına rağmen bu kitap alınacaklar listemde değildi ama nasıl oldu da aldım bilmiyorum:) 
Bu tarz bölüm bölüm olan kitapları genelde sınav dönemlerimde okumaya çalışıyorum ki ders çalışırken molalarımda birer bölüm okuyayım ve kitaba takılıp kalmayayım..Zaten Tüyaptan aldığım yeni ciciler kitaplıktan bana göz kırparken ders çalışmak hayli zor...Şu hafta bir geçsin,vizeler bitsin de kavuşayım artık romanlarıma diye cumayı gözlüyorum..

Kitap,Harvardlı bir psikiyatrist olan yazarın 1979 yılından itibaren mesleki hayatında yaşadığı değişik vakaları akıcı bir dille anlatımını içeriyor.Bu süreçte yazarın özel yaşamı arka planda az da olsa geçmekte. Kronolojik sırayla yazdığı için mesleki bakış açısının olgunlaşmasına tanık oluyoruz okurken...

Ve en son bölümde (okuyanlar beni anlayacaktır) hüzünlendim biraz...

Toplamda 15 vaka anlatılıyor. 4-5 tanesi hayli ilginçti benim için.Olaylarda kendi yaşamından da bahsettiği için bölümlerde bağlantı var tamamen kopuk değil.

Genel olarak vize dönemimde kafa dağıtmama yardımcı olduğu için keyifliydi...Akıcı,zorlanmadan okunacak cinsten bir kitap.

7 Kasım 2013 Perşembe

Benim Dünyam


Başrollerini Beren Saat ve Uğur Yücel'in oynadığı filme gidebildik sonunda.
Ben çok izlenen,çok konuşulan filmlerin konularını izlememişsem okumayı sevmiyorum.
Bu filmde de okumamak için çok zorlamıştım kendimi ama instagram'da bolca yorumu yapıldığı için öğrenmiş bulundum konusunu.
En çok mendilsiz gitmeyin gibi yorumlar kötü oluyor benim gibi ağlak biri için
Çünkü izlerken sürekli ne zaman ağlayacağım acaba kısmına takılıyorum ben.
Beklentim de hep ağlama yönüne kayıyor:)

Neyse efendim gittim,ağladım,hüzünlendim,beğendim.
Beren Saat zorlu bir rolün üstesinden yine güzelce gelmiş.
Berenin  küçüklüğünü oynayan oyuncuyu da çok başarılı buldum. Uğur Yücel'i zaten seviyorum..
Konusu ise güzeldi,çalıntı deniliyor ama yabancı versiyonunu izlemediğim için birşey diyemeyeceğim.

Filmin bir kısmının Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsünde geçiyor olması da başka güzeldi. Okulumu görünce gözlerim açıldı resmen:)

Not:Evlendiğimizden beri vakit bulup gidebildiğimiz ilk sinema olmasıyla da manevi öneme sahip artık kendisi:)


4 Kasım 2013 Pazartesi

2013 İstanbul Tüyap Kitap Fuarı


Çoğu kitapsever gibi bende her yıl Tüyap Kitap Fuar'ını iple çekiyorum. Günler öncesinden planlar yapıyor ve arkadaşlarımı da organize ediyorum.Ancak bu yıl geleneksel olarak fuara gittiğim arkadaşlarımdan biri yurtdışında olduğu,diğerinin de mesailerinin uymadığı için yalnız gitmek zorunda kalmıştım ki son anda fuara yakın oturan ortaokul arkadaşım geldi.Ne zamandır görüşmek istiyorduk .Kısmet bugüneymiş.Hem arkadaşımı görmüş oldum hem de fuarda kitaplara doydum.
Fuara gelince aman aman bir indirim göremedim maalesef. 
Hafta içi gittiğim içinde rahatça gezebildim. Hafta sonlarında olduğu gibi aşırı bir kalabalık yoktu.


Yitik Ülke yayınları mutlaka uğranması gereken bir yayınevi. Hem güler yüzle karşılanma,sonrasında  hoş sohbet etme fırsatı buldum. Ayrıca aldığım kitapların yazarlarının orada olması da hoştu.Kitaplarımı böylece imzalatabilmiş oldum.Birde yayınevinin hediye olarak verdiği kalemin (fotoğrafta görülen yeşil kısımda) içinden fidan tohumu çıkması ise ince bir düşünceydi.En yakın zamanda ekip fidanımı büyütmek niyetindeyim.Son olarakta etiketlerden %50 indirim yapıyorlar ve toplu alımlarda daha da iniyorlar.Bilginize!
,
Yitik Ülke Yayınları
Ayrıca Arkadya yayınları da tüm kitaplarını geçen yıl olduğu gibi 10tl den satışa sunmuştu.Bende görevlilerin tavsiyesi ile Kupa Valesi 'ni aldım.

Bunlarda aldığım cicilerin toplu fotoğrafı.Bir Ahmet Ümit sever olarak fuarı zor bekledim açıkçası. Ama kendi kendime söz vermiştim.Nasılsa alacağım bari fuardan alayım demiştim.İyi de oldu. Diğer kitaplarda alınacaklar listemde idi.Bu yıl çok almamalıyım,elimde okunacak çok kitap var diye gittim ve ancak bu kadar frenleyebildim kendimi.

Darısı seneye inşallah!







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...