31 Mart 2012 Cumartesi

mim-6

sevgili arkadaşım deryam beni mimlemiş...pek bi duygusal oldu bu mim..


1- Hayatınızda "artık yok" dediğiniz şeyler var mı? Eskiden bu yana neler değişti sizce? Neleri özlüyorsunuz peki, neleri yad ediyorsunuz? Ya da aklınıza geldiğinde "iyi ki de değişti" dediğiniz şeyler oluyor mu? 
şu sıralar artık yok dediğim en önemli şey babam...yani bedenen yok ama manen her daim benimle,bizimle olacak. eskiden bu yana değişen en önemli şey bu ve en çok onu özlüyorum...bu tarz bi acı yaşayana kadar bazı şeyleri boşa abartıyormuşum onu anladım.Allah kimseyi böyle sınamasın tabi...
sonraaa artık yok dediğim çocukluğum var bide..çok şey değişti,büyüdük sorunlar arttı.herşeyin tozpembe olduğu zamanlar geride kaldı..
bide yatılı okuldki günlerimi çok özlüyorum ben..ne eğlenmişiz!


2- Hayatınızda neyin değişmesini isterdiniz? Yeni bir eşya, yeni bir hayat ya da yeni bir icat mı istediğiniz? "Hayalimdir.." dediğiniz bir şey söyler misiniz?


her ne kadar işimi severek yapsamda  akademisyen olmak isterdim.bunun dışında pek bi isteğim yok,memnunum yani şimdiki hayatımdan..
hayalimde de birkaç merak ettiğim yeri(prag,venedik gibi) görmek,bir sürü kitap okumayı başarabilmek ve bir araba sahibi olmak var...çok zor değiller aslında...hayallerimi küçük tutuyorum bu aralar...
ve de güzel bir şekilde düğünümün olması(her nişanlı kız gibi benimde hayalim:)


bu mimi yen tanıştığım deli kitap ve kitapla dansa yolluyorum


;)

küçükken..


"Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar…
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa…
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu…
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi…
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım…
Dışarıda kar…
İçeride kanaat…
İçeride huzur…
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar…
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası…
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı… Domates de…
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar…
İçeride huzur…
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi…
Kimin umurunda…
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk…"
bir arkadaşımda gördüm ve çok beğendim bu yazıyı..internette kaynak verebilmek için araştırdım ama bulamadım.kişinin affına sığınarak paylaşıyorum bu güzel yazıyı. gördüğüm kadarıyla benim gibi kaynağını bulamamış kimse...

...

birçok blogda paylaşılmıştı ama ben ancak dinleme fırsatı buldum
çok keyifli..
üç linkide aynı anda açıyoruz ve gözlerimizi kapatıp başka anlara gidiyoruz.


iyi hafta sonları;)


http://fizy.com/#s/16qck3
http://www.rainymood.com/
http://www.forestmood.com/

23 Mart 2012 Cuma

ilk çekilişim:)

öncelikle uzun bir süredir yapmak istediğim birşeydi bu çekiliş ancak hediye olarak ne verebilirim konusunda kafam karışıktı..genelde blogumda evlilik ve de en çok kitapla ilgili paylaşımda bulunan biri olarak ne yapsam bilemedim. kitaplığımdan seçmek istedim ama maalesef kitaplarımın hiçbirinden vazgeçemiyorum.bu yüzden en sevdiğim yazarın en beğendiğim kitabını aldım sizin için..
*Ahmet Ümit-Patasana(orjinal ve sıfır üründür)




NOT:eğer bu kitaba sahip birisine çıkarsa kitap değişikliği yapabiliriz.(buda orjinal ve sıfır olacak.birkaç seçenek sunabilirim:)


eee kitap olurda ayraç olmadan olur mu?
*d&r dan sevimli bir ayraç


kitabın yanında bol  köpüklü türk kahvesi ne de iyi gider diyerek,Eminönü kuru kahveci Mehmet Efendiden bizzat aldığım 
*kuru kahve


Mudo da görüp bayıldığım ve bunu hediye etsem ne hoş olur diye düşünüdüğüm;*çerçeve(paketinden fotolamak için çıkarttım sadece)






  sürekli çantamda taşıdığım,hiç yanımdan ayırmadığım herşeyimi yazdığım defterimin birebir aynısından*not defteri




flormardan bir oje ve bu sevimli kolye tutucu
                           son katılım:12 Nisan
katılmak için
1.blogumun  izleyicisi olmak
2.blogunuzda bir resimle çekilişi duyurmak ...
3.ve bu postun altına adınızı,mailinizi,paylaşımda bulunduğunuz link ile beraber yorum bırakmak..


bu kadar:)

kargo tabi ki bana ait.
maalesef yurtdışına gönderim yapamıyorum.,
çekiliş random.org ile yapılacaktır.
bide bazı bloglarda görüyorum hediyelerin fiyatlarını yazmışlar...saygı duyarım ama ben böyle birşeye gerek görmedim,nihayetinde hediye sonuçta;)


umarım beğenirsiniz.


19 Mart 2012 Pazartesi

GDO mu? Yemezler!

greenpeace in bu seferde GDO ya karşı başlatmış olduğu kampanyaya destek verme zamanı!
linkten destek verebilir ve konunun ayrıntılarına ulaşabilirsiniz..
www.yemezler.org/?ref=207151
her zamanki gibi kampanyayı renkli hale getirmiş greenpeace,bu seferde direktiflerle rozet topluyoruz..uğraşanlar bardak,tişört gibi hediyelerde kazanabilir..


önceki kampanyasınıda çok sevmiş ve beğenerek katılmıştım...sloganı hayli ilginçti;
SENİNKİ KAÇ CM?
http://www.kacsantim.org/balik/nuranacar1309466648?nor=1

16 Mart 2012 Cuma

mim-5

dün blogunu keşfettiğim,bugünde iade-i ziyaretle benim buyur ettiğim sevgili kitapladans beni mimlemiş.saolsun,varolsun hemen cevaplamaya koyuluyorum..


1.kendini seviyor musun?
seviyorum. bıcır bıcır konuşmamı,muhalefetliğimi,pratik fikirlerimi,çocuk gibi olabilmemi hepsini seviyorum!


2.yapmaktan hoşlandığın şeyler?
 hayatta her an zevkle yapabildiğim ilk şey okumak.ne olursa,roman,gazete farketmez..hastaysam,yoldaysam,yatağımdaysam hep yanımda olsun isterim kitabım..
daha sonra puzzle yapmak,uzun süredir oyayamasamda basketbol oynamak ve tiyatro izlemek...


3.hedeflerin nelerdir?
bu konuda günüm günüme tutmuyor.o yüzden es geçiyorum şimdilik.


4.nefret ettiğin şeyler.
nankörlük,vefasızlık bide mıymıy diye tanımladığımız insanları sevmiyorum ben..


5.ilham aldığın kişiler.
yakın bi zaman önce kaybettiğim babam hep ilham kaynağımdı bundan sonrada öyle olacak..
ve üniversitedeki çok sevdiğim davut hocam.


6.favori şarkıların,kitapların,filmlerin.
şarkı: emilia&big big world, şebnem ferah tüm şarkıları
kitap: kürşat başar başucumda müzik,ahmet ümit patasana,ayşe kulin veda,aşkın gözyaşları tebrizli şems
film: çok klişede olsa,bin kerde izlesem titanik:) dedemin insanları,aşk tesadüfleri sever,sherlock holmes


7.birisinin ölmeden önce yazdığı yazmış olduğu ölüm notunu bulsaydın ne yaprdın?(kendi adının ve notun olduğu)
onunla olan en güzel anımı düşünür,bilgisayarımı karıştırıp varsa fotolarını bulup onunla olduğum zamalara giderdim.ve umarım hakkımda iyi şeyler yazmıştır çünkü bunun etkisi kolay geçmez.


8.kendini tek bir cümleyle anlatırmısın?
okur-yazar-anlar,gezer-tozar,ağlar,coşar:)


vee mimliyorum,
pembe gönlüm sende,evlilik yolunda adım adım,pembe mor alg, yeni hayat, diloşun kayfesi,pontinin takıları,darkolivee,şamna,kelebek misali,özinin makyaj böcesii,gelin adayı,yeni başlangıçlar,küçük şeyler,kitapcumhuriyetim,
sorular tanımaya yönelik olduğu için çok kişi mimledim bu sefer.cevapları bekliyorum;)



12 Mart 2012 Pazartesi

mim-4

ben bu kozmetik konularında özürlüyüm!cidden ya...bi insanın içinden gelmesi gerek sanırım..hiç vakit ayırıpta aman şöyle bir maske yapayım,aman bi tonik hazırlayayım demedim.hatta alıp alıp bi sürü kenara koyduklarımı bile doğru düzgün kullanmıyorum..bu yüzden bu mimi okurken birisi beni mimlerse diye korkuyordum,bu bir itiraf!
ama sevgili diloşunkayfesi beni mimlemiş,çok sevindim vede cevaplamadan olmaz..ben normal standartlarda nemlendiriciyle işlerini halletmeye çalışan bi tipim.lütfen mazur görün!
;)

1.Saç bakımı için ne yaparsın,ne kullanırsın.

neredeyse hiçbirşey.yıka ve çık.:) pantene 2si bir arada kullanıyorum.ama bu aralar ciddi bir şeylere ihtiycım var sanırım.parlaklığı azaldı saçlarımın.önerisi olan varsa dikkate alınır!

2.yüz ve cilt bakımı için ne yarasın,kullanırsın.

yüz için l'oreal trıple active day (üç etkili) nemlendiriciyi kullanmaya başladım.son zamanlarda aşırı kuru olan yüzümü düzeltiyor şimdilik..
duş jeli olarak watsonsın çilekli ve palmolivein mor olanına bayılıyorum..

3.dudak bakımı için ne yaparsın,kullanırsın

neutrıgena nın nemlendiricisini kullanıyorum.ondan önce niveanın mavisini kullandım ama şimdiki daha etkili.

4.el ve ayak bakımı için ne kullnırsın
arko nem mango-mandalinanın kokusun çok sevdiğimden ellerime kullanıyorum seve seve:)
tırnaklarım içinse doktorumun verdiği balsamı kullanıyorum..

5.genel kişisel bakım için ne kullanırsın?

she nin mavi rool-on unu,she mavi parfüm,avondan wish of happiness

6.en son kişisel bakım ürünü olarak kendine ne aldın
l'oreal nemlendirici

bendeeee  darkolivee pontinintakilari şamna kelebek misali  yı sobeliyorum:)

11 Mart 2012 Pazar

Tiyatro-YANIK

ne zamandır bahsetmek istediğim bir oyun...halen daha Devlet Tiyatroları İstanbul Cevahir Salonunda gösterimde.

tiyatrodan keyif alan ve istanbulda olan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim...konusunu direk alıntı yapıyorum bu sefer:

"Erkek egemen değerlerin hakim olduğu, savaşların yaşam biçimine dönüştüğü, işgal edilmiş topraklardan koparılmış mültecilerin kamplarda yaşamak zorunda kaldığı bir coğrafyada, çocuğundan koparılmış bir kadının, diğer iki çocuğunun hiç tanımadıkları babaları ve varlığından bile haberdar olmadıkları ağabeylerini bulmaları için planladığı yolculuğu konu almaktadır.

Böylece ikizler geçmişlerindeki korkunç sırrı keşfederlerken, annelerinin ve genel olarak Ortadoğu coğrafyasının kan, acı, yoksulluk, cehalet ve öfkeyle yoğrulmuş hayatlarıyla yüzleşirler."


ben çok beğenmİş ve etkilenmiştim oyundan çıktığımda..sonunda kalkamadım bir müddet oturduğum yerden.oyunun gidişatına göre bu tip birşey bekliyordum ama yinede gerçekleşince şok oldum..büyük bir dram ve hüzün var bu oyunda!

İstanbul Dedim de Seni Hatırladım-Ümit Yaşar Oğuzcan






 İşte İstanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kederli tramvaylar
ve Galata Köprüsü’nden
telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde

eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım

işte İstanbul
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir,barbunya,canım uskumru,levrek
işte İstanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’a
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
İstanbul,o büyük şehir
o mahzun şehir
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Boğaz içinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
-Bebek, dediler indim
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte İstanbul
Haliç, 
Çiçek Pasajı,
Beyoğlu…
Beyoğlu’nun daracık sokaklarında seni aradım.
içim ürpertilerle dolu,amansız korkularla




10 Mart 2012 Cumartesi

Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali


kendi dünyasında yaşayan Raif'in,sessizliğinde gizlediği aşkı için,Kürk Mantolu Madonnası için verdiği mücadele anlatılıyor..
anlatımıyla ruha dokunuyor Sabahattin Ali.. Raif'in duygularını,mücadelesini uzun paragraflarında anlatıyor..
aslında okuyacağım başka kitaplarım olmasına rağmen 2 arkadaşımın ısrarına dayanamayıp hemen gidip aldım kitabı ve 1 günde bitirdim..
ben arkadaşlarım kadar çok etkilenmesem de kitabı çok beğendim..
bir Sabahattin ali kitabı daha okumayı planlıyorum ilerleyen günlerde..
bunlarda kitaptan bir erkeğin ağzından çıkmış olan, çok beğendiğim cümleler:

"Kadın sevebileceği zaman sevmiyor,ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor,kırılan benliğini tamir etmek istiyor,kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu." (syf:125)

"hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık,adeta bütün insanlara dağılmıştır;çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.1 (syf:152)

"kaybedilen en kıymetli eşyanın,servetin,her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. " (syf:149)

"bir kadının bize herşeyini  verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek,bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden,bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı birşey" (syf:122)

9 Mart 2012 Cuma

Nefes Nefese-Ayşe Kulin

Yine güzel bir kitap Ayşe Kulinden..
bu sefer 2.dünya savaşı döneminde geçiyor roman..
Daha yeni Kurtuluş Savaşından çıkmış bir milletin,yeniden savaşa girmemesi için diğer ülkelerle olan mücadelesi..
O dönemdeki Türk elçilerinin verdikleri diplomasi örneği...
bu konuların arkasında ustaca değinilmiş bir aşk öyküsü..
Musevi bir gençle evlenmesine izin vermeyen ailesinden uzaklaşmak için Fransa'yı seçen aşıkların Fransa'da Nazilerden çektikleri...
ve kitapta en ilgimi çeken kısımsa bizim tarihimizin farklı dönemlerinde Yahudilere hep kucak açmış olmamız...
Tarihin roman kurgusuyla sunulduğu,keyifle okuduğum bir kitaptı..


5 Mart 2012 Pazartesi

Eminönü'm

en sevdiğim ilçesi eminönüdür istanbulumun...
vapurlar,martılar,otobüsler..sirkeci garından kalkan trenler...
kalabalığı,coşkusu,karmaşası,alt geçitleri..
galata köprüsü,balıkçıları..
telaşlı telaşlı insanlar bir yerlere yetişmeye çalışan...

hayat hep akar eminönünde...

ve ben çok severim balık ekmek teknelerinin karşısındaki merdivenlerde oturup eminönünü seyretmeyi..

ve bunlarda dünkü eminönü gezmemden...


 
                                                                 tarihi mısır çarşısı..
                                   
                                                 kuru kahveci mehmet efendiden geçerken gelen o kahve kokusu..



                                          bu dükkanları çeyiz hazırlayan arkadaşlar bilir..ben çok severim bu dükkanlara bakmayıda,birşeyler almayıda...cıvıl cıvıl nikah şekerleri,tüller,kurdeleler...insanın içi açılıyo:)

                                                  ve karşıda galata kulesi!
                                                 nazlı nazlı sallanan balık ekmek tekneleri...
                                            balık ekmeğin yanında en sevdiğim turşu!
                                                       en sonunda sıcacık kestaneler..


özlüyorum ben eminönü nü arayı az biraz uzatsam...bahar gelsin daha çok gidilecek kendisine..
saksıda yetiştirmek için çeri domates,gül fidanları alınacak..
kına alışverişi yapılacak...
yani 
daha çok işim var:)




3 Mart 2012 Cumartesi

Sunay Akın-Bir Çift Ayakkabı


Sunay Akın'ın eğlenceli, öğretici,düşündürücü, güldürücü kitabı..
kendisini 2 yıl önce antalya da bir kongrede izleme fırsatım olmuştu.kitabının içindeki birkaç kısmı oradan hatırladım..
kitapta ayakkabı teması üzerinden tarihin farklı zamanlarına gidiyorsunuz.. bir ayakkabı boyacısının sandığındaki motiflerin anlamı,pabucunu dama atmak,sarı çizmeli mehmet ağa gibi deyimlerin nereden geldiğini,tarihte unutulmuş belkide hiç tanımadığımız kişilerin hayatlarını kitapta bulabilirsiniz..
charlie chaplin in kısa adımlarla yürümesinin nedeni,abdülazizin avrupa şehirlerini gezerken nasıl bir önlem aldığını ve en önemlisi meşhur özgürlük anıtının aslında bi taksidini bizim ödediğimizi:)
sürükleyici,kısa zamanda bitirilebilecek bir kitap..zaman zaman tekrar açıp okunması muhtemel..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...