28 Kasım 2016 Pazartesi

Lanetli Mezar#Setna Yükseliyor:1 - Christian Jacq



Mısır oldum olası ilgimi çekmiş ve şu anda ilk sıralarda olmasa da çocukluğumdan beri gidip görmek istediğim bir ülke olmuştur. Bunda yıllar önce okuduğum Ramses serisinin etkisi büyük. Tabi birde gizemi hala çözülemeyen piramitlerin. Ramses serisinin ayrıntılarını hiç hatırlamıyorum ama çok sevdiğimi ve Mısır'a merak duyduğumu hatırlıyorum. Yıllar sonra Setna Yükseliyor kitabını görünce dedim ne kadar da benziyor Ramses serisinin kapağına. Birde Mısır'da geçtiğini görünce fazla tesadüf geldi bana. Yazarın diğer kitaplarına baktığımda ne göreyim kendisi benim Ramses serisinin yazarıymış. Hatta kendisinin bu tarzda çokça romanı mevcut. Yıllar sonraki bu hoş karşılaşma beni Mutlu etti. Eski dosta kavuşmuş gibi:)

*Antik Mısır'da büyülü bir vazo ve bu vazoyu ele geçiren kara bir büyücü var. Kitabın sonlarına kadar kim olduğunu öğrenemiyoruz ama ortaya çıkınca hayli şaşırtıyor büyücünün kimliği. 

Ayrıca Firavun Ramses'in birbirinden tamamıyla zıt oğulları Ramesu ve Setna'da kitabın ana kahramanları . İkisi de güzeller güzeli Seket'e aşık. Fakat Seket hangisini seçecek? Ordu'nun başındaki general Ramesu'nun evlenme teklifi mi?Yoksa kendini ilme,öğrenmeye adamış katip Setna'nın güzel kalbi mi?

Kitap Lanetli mezarı kimin açtığını öğrenince bitiyor ve süpriz! 

devamı gelecek...
yazısı. 

Yani bu bir seri imiş:)İkinci kitabı hayli meraktayım. Bakalım neler olacak..

Kitabı çok severek okudum. Vakit çok geçmeden ikincisi de çıkar diye umuyorum. 

DeneBunu.Com


Denebunu.com yeni üye olduğum bir deneme ürünü gönderim sitesi. Kaydolurken ilgi alanları vb. belirtiliyor ve ürünler bunlara göre geliyor. Çünkü gördüğüm kadarıyla bana gelen Kasım kutusu ile başkalarına gelenlerde farklılık vardı. 

Kutuda Fairyplatinum geldi. İçinden 3 tanecik çıktı. Zaten severek kullandığım bir ürün olduğu için kullanmaya devam. 
Dr. Beckhmann ın çamaşır yıkama mendillerinden de bir adet geldi. Makineye çamaşırlarla birlikte atılıyor ve renklerin karışmasını önlüyormuş. Daha önceden hiç duymadım ve deneyip bu posta not düşeceğim. 

Sizde denemeyi seviyorsanız üye olabilirsiniz !  
;)

 

Arçelik Geri Dönüşümü Sanat ile Buluşturuyor!

“Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonuna sahip Arçelik geri dönüşüm  konusunda farkındalık sağlamak amacıyla geçtiğimiz günlerde çok özel bir sergiyi hayata geçirdi ve geri dönüşümü sanat ile buluşturdu. Bu sergi ile Arçelik’in geri dönüşüm tesislerinden elde edilen malzemeler Türkiye’nin önde gelen sanatçıları ve tasarımcıları tarafından fonksiyonel sanat eserlerine dönüştürüldü.  Arçelik, bu proje ile geri dönüşüm konusunda farkındalık sağlarken, aynı zamanda tasarım konusundaki uzmanlığına da dikkat çekmiş oldu.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

10.ay


Her ay gelişimini yazıp kendime hatırlatma olsun istiyordum ama maalesef en son 5. ayda yazabilmişim. Geri dönüp okuduğumda ne çok yol katettiğini ve bu süreçte neler yaşadığımı hatırlayınca şaşırıyorum. Zaman çabuk geçiyor dediklerini Yağız'dan sonra çok çok iyi anladım. 10 ay bitti ve her türlü zorluğa rağmen geçmesin istiyor insan. Zaman donsun ve bu kadar hızlı büyümesin...

Neyse Minik adamımızın artık üç dişi var dördüncüsü yolda. İlk iki alt diş rahat çıktı ama üst dişlerde huysuzluk başladı. Şimdilik ateş falan yok çok şükür. 

Uzun süredir sıralıyor. Koltuk ve kapılara tutunup tüm evi dolaşıyor. Ellerini bırakıp 10 sn kadar durabiliyor ama adım atmıyor. Belki zorlasak yürüyecek ama ben herşey kendiliğinden olsun istiyorum. Çünkü bunu gözlemlemek müthiş birşey. 
 
Eğer altı temiz, karnı toksa oyuncakları ile bir müddet tek başına oynayabiliyor. Oyuncaktan kasıt elektrikli süpürge, damacana, kumanda:D

Günde bin kere mini mini bir kuşu dinleyebilir. Uyuturken, oynarken, telefondan, benden, başkalarından hiç farketmez. Yeter ki "mini mini bir kuş donsun, penceremize konsun."

Anne,baba,dede,hadi,mama,gel diyor. Birde nanane tarzı birşey söylüyor ben anneanneye yoruyorum :)
Geceleri ağladığında anne hadi diyor beni benden alıyor. 

Hala geceleri emiyor. Gece beslenmesini kesmek gerekmiş. Bu konuya el atmam gerek. Birkaç denemem oldu ama pek başarılı olamadım. 

Ek gıda serüveni güzel. Artık evde ne pişirirsem tuz koymuyorum ve bu Yağız'ın da yemeği oluyor. Ailece masa etrafında aynı yemeği yemek çok güzel. İleride yemek seçmesin diye sürekli dua ediyorum çünkü bizim evde her türlü sebze vs. yenir. 

Sinirleniyor,öfkeleniyor,gülüyor ama en güzeli öyle kahkahalar atıyor ki gittiğimiz yerlerde animatör gibi milleti güldürüyor. 

Sünnet yaptırmak istedik. Tahliller yapıldı,gün alındı. O günden beri öksürüyor. Çocuk anladı herhalde hala daha tam olarak öksürük geçmediği için sünnet belirsiz bir şekilde ertelenmiş oldu. Öksürüğe iyi gelir belki diye de buhar makinesi aldık. Daha ikinci günü. İnşallah bir işe yarar. 





27 Kasım 2016 Pazar

DT-Erkek Parkı


Adamımız Yağız doğduğundan bu yana tiyatroya gidememiştik. Kendisi dün itibari ile 10 aylık olduğu ve de ek gıda ile beslendiği için anneanneye gönül rahatlığıyla bırakıp anne&baba saati yaptık. (Önceden de bırakıp bir yerlere gittiğimiz oldu ama bu tiyatro,sinema gibi etkinliklere yeni başladık.)

Nasıl özlemişim izlemeyi. Aklımız Yağızda olsa da itiraf ediyorum bana pek iyi geldi bu oyun. Şansımıza eğlenceli bolca da gülmeliydi oyun. 

Eşleri alışverişkolik olan üç erkek Avm nin kazan dairesinde her hafta sonu türlü bahanelerle bir araya geliyor. Eşleri ile yaptıkları uzun alışverişlerin ardından erkek mahzeni dedikleri bu yerde birbirlerine günü anlatıyor; pizza,bira eşliğinde maç izliyorlar. Kendilerine dördüncü olarak bir de yangın şefi eklenince kadro tamamlanıyor. 

İkili ilişkilerin erkek bakış açısı ile işlendiği oyunda biz eşimle bolca güldük. Her kadının alışveriş delisi gibi gözükmesine biraz içerlemedim desem yalan olmaz ama maalesef genel algı bu yönde. 

Birde bir diyalog vardı beni bitirdi. Erkeklerden biri cumartesi günleri eşine bahane olarak psikoterapiye gittiğini söylüyor. Sebebi ise "annem" diyor. Bu yalan kesin tutar dediğinde salonda epey bir gülüşme oldu :D

 
Sezonu açtık devamı gelir inşallah. 

Not: Salon çok soğuktu. Fazlaca üşüdük. 
 

25 Kasım 2016 Cuma

Ceylan- Zeynep Saraç


Kitaba geçmeden Whattpadden bahsetmek istiyorum. Whattpad bir kitap uygulaması-imiş. Bende bundan blog buluşmasında haberdar oldum ve yalnız olmadığımı bilmek istiyorum:D
Anladığım ve bir parçada araştırdığım kadarıyla internete bağlı değilken bile oradan kitap okunabiliyor. Amatör yazarların öykü,roman,şiir vs. takip edebiliyorsunuz. (Yanlışım varsa düzeltin ve bende aydınlanayım lütfen.)

Bu uygulamadan neden bahsettiğim kısmına gelirsek Ceylan'da Whattpadde doğmuş bir kitap-mış. Oradan takip edenler daha iyi bilir. Ben kitap sayesinde haberdar olduğum bu uygulamayı telefonuma indirdim ve daha detaylı inceleyeceğim. 

Kitaba dönersek kahramanımız Ceylan varlıklı bir ailenin baskı altında büyüyen kızları. İki abiye sahip. Erkeklere tanınan ayrıcalıklar Ceylan'a asla sunulmuyor. Hatta bir an önce okulunu bitirip evlenmesi bekleniyor. Ceylan ise kendi özgürlüğüne,kendi kararlarına sahip çıkmanın peşinde. Aklı ile kalbi arasında sıkışıp hangisini seçeceğinin savaşını veriyor. 

Sıkmayan,kafa dağıtan,eğlenceli bir kitap. Romantik-komedi türünde olsa da alttan alta erkeklere sağlanan pozitif ayrımcılığı da gayet güzel işlemekte. Maalesef ülkemizde birçok ailede yaşanan bir durum.

Kitabın kapağını bir türlü sevemedim. Nedense bu tarz kapakları pek sevemiyorum,zorlama ve estetikten yoksun buluyorum. Bu kitaplara pek yaklaşamıyorum bu yüzden. 
Bu benim için en negatif kısmıydı. Kapaktan aldığım enerjiyi neyse ki okurken hissetmedim. Genel olarak keyif aldım. 

17 Kasım 2016 Perşembe

Tüyap İstanbul Kitap Fuarı 2016


Dün fuara gitmiş bulunuyorum. Hemen postu gireyim ki belki gidecek birilerine fikir olur dedim :)

Her yıl bir sürü eleştiri alsa da ben gitmeden duramıyorum. Tüm yıl fuar zamanını iple çekiyorum. Yıllardır gelenek gibi birşey oldu benim için. Geçen yıl hamileliğimin son zamanları olduğundan gidemedim. Çok içimde kalmıştı ve kısmet olursa oğlumla gitmeyi çok istiyordum. 

Fuarda yine büyük indirimler yoktu. Hatta bazı kitapları kitap sitelerinden indirim vs. takip ederek çok daha ucuza alabilirsiniz. Geçen yıllarda 5,10 tl gibi seçenekleri daha fazla bulmuştum. Bu yıl yok denecek kadar azdı ve olanlarda pek ilgimi çekecek cinsten değildi. Yani genelde %20 en fazla %30 indirim oranları mevcut. Yine de bu gitmeme engel değil benim açımdan. 

Çocukluğumun yazarı Muzaffer İzgü Yağız için masal kitabını imzaladı. İleride hoş bir anı olacak. Yağız pek farkında olmasa da ilk fuar deneyiminden imzalı kitabı olmuş oldu:)

 

Bu yıl hafta içi öğleden sonra gittik. Biraz geç kaldığımız için eşime söylensem de gidince bilinçsizce iyi birşey yaptığımızı farkettim. Önceki yıllarda hafta içi gittiğim günlerde ilkokul çocukları ile dolu oluyordu ve inanılmaz bir gürültü oluyordu. Bu sefer onların dağılmalarından sonraya denk geldik. Bebekli olarak hayli iyi oldu.

Aldığım tüm kitaplar. Soldakiler Yağız'a sağdakiler benim ;)

Okuyucularına gerekli değeri veren sevgili Yitik Ülke Yayınevinden aldığım ve hediye ettikleri kitaplar. En çok bu stantta vakit geçirdim. Anne-çocuk kitapları olduğunu ise daha yeni öğrendim.  Tabi en güzel detaylardan biri de her alışverişe yıllardır verdikleri ağaç tohumları. Çizgilerini hiç bozamamalarını, hep böyle duyarlı olmalarını diliyorum. 

*Nilgün Şimşek 2.kitabını çıkarmış  Siyah Sardunyaları beğendiğimden 2. Kitabını da aldım. Bakalım bu seferki kitap nasıl?
 

 
Bir biyolog olarak merak ettiğim kitapları da aldım fuar sayesinde. 
Lûgat 365i çok istiyordum ve artık benim bebeğim:) %30 indirimle almış oldum. 
 

Bunları da tanesi 1 tl den aldım. Önce yiğenim okusun sonra Yağız'ı bekleyecek bu kitaplar. 

Çok detaylı inceleyemedim ama 2 tl ye bu kitapçıkları aldım. Şöyle göz gezdirdiğimde çok hoşuma gitti. Önce ben sonra çocuklar okuyacak :)

Fuara giriş 5 tl. Otopark mevcut. Kullanmak isteyenlere 10 tl. Yiyecek,içecek için seçenekler hem fuar alanı içerisinde hem de etraftaki mekanlarda mevcut. Son gün 20Kasım. Eğer ki kitaplarla dolu bir havayı solumak istiyorsanız kaçırmayın derim. Ben herşeye rağmen yine seneye bu fuarı bekliyor olacağım. 

 

 


 

16 Kasım 2016 Çarşamba

Artık Özgürsün-Clare Mackintosh




"Çiğnenen bir kadının onuruysa...Susmak cinayet,alttan almak teslim olmaktır."


Altın Kitaplar'dan basılan polisiye-gerilim türündeki bu kitap iki kısımdan oluşuyor. Birinci bölümde sıradan ilerleyen bir polisiye kitabı gibi. Hatta kitabı yarılayınca geri kalanında ne olabilir ki diyor insan. Meğerse hikaye tam da o noktada boyut değiştiriyor. Biraz daha okuyunca az çok şekillense de gidişat epey sürprizlerle dolu. Bana göre türünün hakkını hayli vermiş. Sevdim ve gerçekten merakla okudum. 

Bu tarz kitapların konusunu anlatmayı pek doğru bulmuyorum. Büyüsü bozuluyor gibi geliyor nedense. Bu yüzden sadece arka kapaktan alıntıyla bitiriyorum:

"Jenna Gray'in korku, acı ve endişeyle dolu dünyası, beş yaşındaki bir çocuğun ölümüyle sonuçlanan trajik bir kazayla birlikte iyice altüst olmuştur. Artık hayatına devam edebilmesinin tek yolu, zor da olsa, yıkıntıların arasından kendine bir yol açıp her şeye silbaştan başlamaktır. Bir kâbus gibi üzerine çöken çaresizliği, kaçmaya sürükler onu. Galler sahilindeki yıkık dökük bir kır evine yerleşir. Burada yaşama yeniden tutunmaya çalışacak, yaralarını sarıp korkularının üstesinden gelmeye, hayatını sonsuza dek değiştiren o korkunç kasım akşamının etkisinden kurtulmaya çabalayacaktır. Fakat geçmişten kaçış yoktur. Suskunluğun ve korkunun sonuçları yıkıcı olacaktır…

9 Kasım 2016 Çarşamba

Maskeli Kedi-Bengüsu Özcan


Son zamanlarda şu yazımda bahsettiğim Blogger buluşmasında hediye edilen kitaplardan okuyorum. Maskeli Kedi'de Pena Yayınlarının bize hediye ettiği bir kitaptı. Doğruyu söylemek gerekirse kitap pek ilgimi çekmemişti. Elimdeki kitap bitip ne okusam diye düşünürken arka kapak yazısı dikkatimi çekti. Şöyle ki;


"Eylül, hayata tek başına meydan okuyan genç, güzel, bir o kadar da yetenekli bir oyuncu. Farkında olmadan onunla tanışmış olabilirsiniz, bir arkadaş yemeğinde onunla oturup çene çalmış olmanız mümkün, hatta hayal meyal hatırladığınız uzak bir akrabanız dahi olabilir. Çünkü onun sahnesi başka insanların hayatları, büründüğü karakterlerse gerçeğinden asla ayırt edemeyeceğiniz maskeler. Onun izini sürmeye çalışırsanız açıkçası biraz zorlanırsınız çünkü öyle tedbirli ki insanların sırları açığa çıkmasın diye kendi hayatını bir kalede yalnızlığa mahkum etti. Ta ki tesadüfen yoldan geçen birileri onun ıssız kalesini bulup maskelerin ardındaki Eylül’ü sıcak gün ışığına çıkarana dek..."

Bu yazı ilgimi çekince kitabı biraz araştırdım ve yazarının üniversite öğrencisi ve çok genç olduğunu(20) gördüm. Merakım daha da arttı nedense..

Konusu hayli ilginç geldi bana. Kahramanımız Eylül kendine "profesyonel kandırıkçı" diyor. Kendisini parayla tutup ister sevgiliniz,ister asistanınız olarak tanıtabilirsiniz. Bu iş tabi ki hiç kolay değil. Kimseyle karşılaşmayıp , kimliği ortaya çıkmasın diye kendine yalnız bir dünya kurmak zorunda. 

Kitabı epey hızlı okudum. Beklentimin çok üstünde çıktı. Kısacası ben sevdim. Bir,iki kısmı hariç kurguyu da çok başarılı buldum. Keyifle okunacak bir kitap. 

8 Kasım 2016 Salı

Kadınlığın Keşfi- Jinekolog Dr. Ayşe Duman



 


 Kitabın önsözünden bir paragrafla başlamak istiyorum;

"Bütüncül (holistik) kadın sağlığı dizisinin bu ilk kitabı,daha anne karnında mini minnacık bir ceninken yüklenmeye başladığımız kodlarımızı fark etmek,bizi kendimizle,kadınlığımızla barıştırarak 'of bu kadınlık ne zor' serzenişinden,' kadınlığıma şükrediyorum' bilincine ulaşmak niyetiyle yazıldı."

Evet kitapta tam olarak "kadın"olmaktan, bunun ne kadar şükredilecek bir nimet olduğundan bahsediliyor. Şu anda hissettiğimiz ve davranışa dönüşen düşüncelerimizin aslında bilinçli aklın devrede olmadığı 0-7yaş döneminde bilinçaltımıza yazıldığını söylüyor. Regl sancılarından,kadınsal bazı rahatsızlıklara kadar çoğu şeyin vücudumuzda biriken enerji blokajlarının dışa vurumu olarak görüyor. 

Kadınlıkla ilgili herşeye değinilmiş kitapta. Evlilik, ilk gece, cinsellik, gebelik, doğum, menopoz. ..

Zihin-ruh-beden bütünlüğünde kadınlığın keşfinin önemi,bedenin keşfi, Şükrün farkındalığı,cinselliğin evlilikteki önemi de sıkça vurgulanıyor. 

En ilginç kısımlardan biri eş seçimimizde bilinçaltımızın katkısı.  Birde kilo verememenin sadece irade ile alakalı değil altında başk bir nedenin yatıyor oluşu. Evet,evet en çok bu :D

Yazarımız Jinekoloji doktoru olduğu için yıllar içindeki gözlemleri ve karşılaştığı vakalardan örnekler mevcut. Hayli ilginç vakaların aslında bilinçaltından kaynaklandığını,sorunu bu boyutta bulup ona göre çözümlenmesi gerektiğini savunuyor. 

Bazı bölümlerde ayet ve hadislere de yer  verilmişti konularla ilgili olan. Bu kısmı benim açımdan hoştu. Ben sevdim.  Tamamen dini içerikli bir kitap diyemem ara ara değinilmiş olduğunu belirtmek gerek sanırım. 


" Sabah gözünüzü açtığınız andan itibaren İlk düşündüğünüz 5 düşünceye çekirdek düşünce denir. Bu düşünceler 68 saniyede kendilerine benzer 15-20 düşünceyi kendilerine çekerek bir düşünce bulutu oluştururlar."

"...idrak düzeyi artmış kadın,çok özel bir davette hisseder kendini."

"Çünkü her tercih bir eylemi,her kabul bir vazgeçişi gerektirir. "

"Malum ara ara bilgisayar yazılımları güncellenir ve eski yazılımla yeni bilgisayar kullanamazsınız. Ancak bizler 5-6 yaşlarındaki yazılımlarımızla 25-30 yaşındaki bedenimizi kullanmaya,yaşamı idare etmeye,ihtiyaçlarımızı gidermeye kalkıyoruz. 
Ama ol-mu-yor, o-la-maz! "

"Kendi iç dinamiklerini çözememiş insan,eksik tarafını tamamlayacak eşler seçer. "

"Evliliklerde hayal kırıklığı yaşamamak içim kişinin kendini tanıması,fark etmesini anlamda önemlidir. Zira farkında olmadan yapılan tercihlerde bilinç değil, bilinçaltı karar verir. Bilinç onu akla yakın hale getirir,savunmasını yapar,ta ki yorgunluklar başlayana,yükler hissedilinceye kadar."

Ve annelikle ilgili çok hoşuma giden sayfa..



NOT: Kitapta çok hoşuma giden bir tanıma da rastladım: "Vahdet-i vücûd

#Yaşatanla yaşatılanın tek kaynaktan geldiği bilgisi#
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...