29 Kasım 2014 Cumartesi

Unutursam Fısılda




Çok yorgun olmama rağmen ne zamandır gitmek istediğim bu filme dün bir başıma gittim.
Tek kişilik keyif arada lazım:)
Aldım mısırımı,kolamı kuruldum sinemanın rahat koltuğuna..

Bir kere filmi Çağan Irmak yapınca insan merak ediyor.
Bu sefer konusu nedir?Ağlatacak mı yine? vs.vs....

Çok öncelerde de yazdığım gibi Çağan Irmak filmlerini kesin ağlarım ben gözüyle izlemeye başladım.
Bunu kırmak için çabalıyorum ama yok izlerken aklım hep ağlamada...

Baştan söyleyeyim bu filmde ben ağlamadım.
Bir-iki yerde ciddi gözlerim doldu ama...

Film, birbirine zıt iki kız kardeşin aynı çocuktan hoşlanmasıyla başlıyor.
Ailemizin bir kızı örgü ören, duygusal bir hemşire.
Diğeri ise müziğe gönül vermiş,uçarı liseli kız kardeş.
İkisinin arasında küçüklükten beri süregelen sürtüşmeler 40 yıl sonra yüzleşmelerinde de devam etmekte.

Filmde bol bol şarkı var.
Bu şarkıların bestesini de Kenan Doğulu yapmış filme özel olarak..
Hepsi de güzeldi.

Mehmet Günsur her zamanki gibi hakkını vermiş rolünün.
Ne oynasa yakışıyor bu adama bence.
Ayrıca Işıl Yücesoy'un oyunculuğuna bayıldım.
Birde onun gençliğini oynayan oyuncuyu nasıl da benzetmişler.Bu kadar olur yani.
ALINTIDIR

Genel olarak beklentimin altında bir film oldu.
Sanırım bunda  fazla beklentili olmam etken.
Yoksa sıkılmadan,aralarda merakta ettiren bir filmdi.



17 Kasım 2014 Pazartesi

Peri Gazozu-Ercan Kesal


Peri Gazozu Tüyap Kitap Fuarı'ndan bu yıl aldığım kitaplar arasında ilk okuduğum kitap.
Epeydir merak ediyordum bu kitabı..
Ne kadar doğru bir seçim yaptığımı ise kitap bitince anladım.

Çok yorgun olmama rağmen gece üçe kadar ilk yarısını,kalan kısmını da bir oturuşta bitirdiğim bir kitap oldu.
Zaman zaman ağladım,çoğu yerinde gözlerim doldu..

Bir doktor olan Ercan Kesal,meslek hayatında başından geçen olayları yazmış.

Mecburi hizmetini yaparken yaşadıkları,Anadolu kültüründen kesitler,ölüm karşısındaki acizliğimiz,çaresizliğimiz,
Satır aralarında da ailesini,çocukluğunu okuyup o günlerin Türkiyesi'ne gidiyor insan.

ama beni en çok etkileyen, boğazımı düğüm düğüm yapan kısmı babası ile ilgili olan kısımlardı...

Alın,okuyun derim.





"Hayatımız,'bir yumağın sürekli sarılmasıdır'.Yaşadığımız her şey, ardımıza takılıp gelmekte ve doğal olarak da birikmektedir.Yol boyunca ne yaşandıysa toplamaktadır çünkü.Bugün diye adlandırdığımız şey,geçmiş ve geleceğimizin toplamıdır.Yani geçmişimiz;elimizden uçup gitmiş,kaybolmuş bir zaman değildir.Şimdiki zamanın içinde duran,bekleyen bir şeydir."

"Hiç bilmediğim şeyler var sanki bu dünyada ve sanırım hayat,hiç de kolayca anlaşılabilir bir şey değil.Bana ne oluyor böyle?Büyümek ne zor şeymiş."


"Birbirimizin hayatlarının içindeyiz.Bundan hiç haberdar olmasak da..."


"İnsan olmak kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir.İnsan,kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi bir başkası içinde aynı şiddette isteyebiliyorsa 'insanım' diyebiliyor...Çok sevdiğiniz bir şeyi ağzınıza götürdüğünüzde aklınıza gelen şey,sizin aslında kim olduğunuzu da söylüyor,farkında mısınız?"


"Ne biçim insanlar bu anneler?Çok tuhaflar.Hiç kimseye benzemiyorlar. Ama,birbirlerini tanıdıklarına eminim.Kendi aralarında konuşup anlaştıkları,bizim bilmediğimiz ortak bir dilleri var muhakkak.Belki de gizlice buluşup, haberleşiyorlardır birbirleriyle kim bilir?"


"Bazı şeyler insana geri dönülmez yollar çizer.Bir sarsıntı,bir kırılma olur hayatınızda ve sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz."


"Sonuna kadar tüketip,bitirmek yerine,ihtiyacımız kadarını alıp,geriye kalanını bizden sonrakilere bırakabileceğimiz bir hayat...Gerçekten,çok mu zor?



NOT* Ercan Kesal ayrıca oyuncu ve de senarist(miş).

NOT**Tek rahatsız olduğum-pek büyük ölçüde olmasa da-illa bir mesaj verme kaygısı vardı..O da gerçek yaşanmışlıkların yanında lafı edilmeyeceğinden kitabı epey beğendim.


15 Kasım 2014 Cumartesi

Hamlet-William Shakespeare



Uzun yıllar sonra bir tiyatro eseri okudum...
Ne zamandır Shakespeare'den bir eser okumak istiyordum.
Beyazıt Sahaflar Çarşısı'nda gezinirken tertemiz bir ikinci elini buldum ve hemen aldım.

Bu aralar alışkanlıklarımı kırıp sahaflardan kitap almaya başladım ya yine de eski eserlere, saman kağıtlara elim gitmiyor..Gıcır gıcır,ikinci el olduğu belli olmayanları seçiyorum şimdilik...
Yine de bir başlangıçtır diye seviniyorum.Çünkü eskiden kesinlikle okuyamazdım ikinci el..

Kitabımızda Danimarka Prensi olan Hamlet'in babası ölür,amcası tahta geçer ve annesi ile kısa bir sürede evlenir.Hamlet babasının hayaleti ile karşılaşır.Bu evliliğin arkasındaki sırrı babasından öğrenir ve amcasından intikam almak için değişik yollar dener.

Hamlet'i okumayan kaldı mı bilmiyorum ama genel olarak keyifli bir kitaptı.Zaten kısa bir eser olduğundan da hızlı okunmakta.Ancak öykü türüne bile alışamamışken uzun zaman sonra tiyatro eseri okumakta biraz zorlandığımı da itiraf edeyim.Bu nedenle şiir,öykü gibi türleri biraz daha sık okumaya çalışacağım..

Birde Devlet Tiyatrolarında kapalı gişe oynayan bu oyuna bilet bulup gidebilirsek ne hoş olur.


9 Kasım 2014 Pazar

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı-2014


Uzun zaman sonra bloguma yazıyorum.
Çok özlemişim çok.. 
Bunda laptopumun bozulması,telefondan yazmayı sevmemem,okulun açılması ve sınavlar büyük etken tabi. 
Bende özlediğim bloguma en sevdiğim konuyla döneyim istedim. Kitaplar!
Her kitapsever gibi bende koca bir yıl TÜYAP Kitap Fuar'ını heyecanla bekliyorum. Ve yıllardır da aralıksız gidiyorum,umarım bundan sonra da bulunabilirim. 
Bu kadar heyecanlı girişten sonra fuar izlenimlerime gelirsek; aslında o kadar da iç açıcı değil. Gönül ister daha çok indirimler olsun,daha fazla kitap alabilelim ama %20-%25ten öte bir indirim göremedim. Zaten indirim düşüncesi ile gidicelekse hiç zahmete değmez diye düşünüyorum. Çünkü fuar zamanı kitap satışı yapan internet sitelerinde de hayli indirim oluyor. 
Ben son yıllarda ciddi indirim beklemeden gittiğim için şaşkınlık yaşamıyorum. O havayı solumak,binlerce kitabın,kitapseverin ortasında bulunmak iyi geliyor bana... O yüzden eskiden olduğu gibi aşırı kitapla dönmüyorum. Gerçekten merak ettiğim kitapları alıyorum. 
Şimdi de şöyle yakından bakarsak aldıklarıma;

Ve tabi ki fuarın olmazsa olmazları kitap ayraçlarım...


Herkese bol okumalı günler dilerim:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...