Genelde öykü okumak beni çok çekmediğinden elim pek gitmez öykü kitaplarına.Epey bir önce Kitaplaşalım mı etkinlğinde Biricitle kitaplaşmıştık ve O da bana Buket Uzuner'in bu kitabını hediye etmişti.İyi ki de etmiş:)
Severek okudum.Zaten okurken çok zorlanmadım 1günde bitti.
Kitaba adını veren Şiirin Kızkardeşi Öykü isimli hikaye ile başlıyor bu kitap bu öykü gayet güzeldi..Öykünün adı ile konu o kadar güzel içeiçe geçmiş ki..
En sonda 5eski arkadaşın ilk cinsel deneyimlerini birbirleri ile paylaşmaları üzerine kurulu bir öykü var ve beşinin ağzından da ayrı ayrı anlatılıyor.Bu öyküde benim her zaman savunduğum şu düşünceye dayanıyor aslında: Karşımızdaki insanları ne kadar iyi tanıdığımızı zannedersek zannedelim aslında o bize kendini tanıttığı,gösterdiği kadarını biliriz.Bu en yakınımız olsa bile..
ve birkaç altı çizilenlerden..
"Yeri geldiğinde bir yumruk yemenin insanı rahatlattığı durumlar vardır. Ama asıl felaket yumruk atılması veya yenmesi gereken durumlarda suskunluğun yarattığı ezici ağırlıktır."
"Ah bitirmek! Bitirmek, bir şeyi bitirmek, başlamaktan daha büyük bir cesaret ister çoğu zaman. Tanrım ne büyük cesaret ister bitirmek, bırakmak, 'bitti' diyebilmek!"
"Bu çaya karbonat atmışlar,pek berbat tadı.ama alırım her seferinde işte,İstanbul Vapuruna yakışır diye..."
"Yavaş yavaş çürüyen ruh çok pis kokar. İnsan ne kadar yıkanırsa yıkansın asla temizlenmeyen bir kokudur bu"
"Geri dönebilmek ve anlayabilmek için ille de gitmem gerekiyordu. Bazılarımız için ille gitmek gerekir"
Güzel bi kitaptı. Buket Uzuner'i çok severim zaten. Uzun zaman olmuş. Tekrar okuyamalıyım, unutmuşum..
YanıtlaSilevet akıcıydı,sıkmadan okunuyor.
Silhatırlattğıma sevindim;)