17 Ekim 2016 Pazartesi

İllüzyon-Didem Arslantürk

"İkiniz içindi yaptığın her şey
Bunun üzerine yemin edebilirdin 
İki kişilik sorulara çekinmeden,cesurca
Tek başına yanıtlar verdin. 

Hayat senden sözler vermeni istedi. 
Sadık kalmak için çok direndin. 
Hâlbuki bir başınaydı insan 
Daha en başından 
Gerisi illüzyondu
Sen gerçek zannettin." (Ön kapak yazısı)

Geçen ay katıldığım blog buluşmasına bizzat katılım sağlayan Sola Yayınları'ndan çıkmış bir kitap "İllüzyon."

Kitapta boşanmış,bir çocuk sahibi Can,eski eş Ece ve Can'ın sevgilisi Ayşegül(Başak)üçlemesi var. Can kalp Krizi geçiriyor ve bu süreçte yanında eski eşi bulunuyor. Her anlamda tam destek oluyor. Bu da Can'ın aklını karıştırıyor. Zaten hassas bir dönemde olduğundan eski eşe sığınıyor. 
Bu sırada ise Ayşegül radikal kararlar alıp evini,adını değiştiriyor Can için. Unutmaya çalışıyor. Bunu da başka bedenlerle yapmaya çalışıyor arkadaşının tavsiyesi üzerine. Peki başarılı oluyor mu? Bu da kitapta:)


Kitap benim için kafa dağıtmalık,akıcı şekilde okunan cinstendi. Kadın-erkek ilişkilerini sorguluyor. Evli,çocuklu biri olarak kendimi zaman zaman Ece'ye yakın buldum. Çoğu Zamanda kızdım bir kadın olarak. 

*İllüzyon yazarın ikinci kitabı. İlk kitap olan "dip"in devamı niteliğindeymiş. Ancak tek başına da okunabiliyor. Yazarın direk kendisinden teyit ettim bu durumu. Sağolsun Mailime hızlı dönüş yaptı. 

Ben 'dip'i okumadan okuduğum halde hiçbir kopukluk yaşamadım. Normalde hiç sevmem bu durumu ama bir sıkıntı yaşamadım. 



"Hiçbirimiz birbirimize ait değildik hâlbuki. Olsa olsa, bir süreliğine emanettik. Ruhların dansı gibi şarkı bitince birbirimize veda edecektik. 
Birbirimize verdiğimiz sözlerin farkında değildik. Ne cesurduk. Ne büyük konuştuk. Onca haşmetli sözün eşliğinde,birbirimizin ruhu önünde adeta diz çöktük. " 

"Demek ki neymiş? Yolunu seçebiliyormuşsun ama o yolda yaşayacaklarını,yolculuğunu seçemiyormuşsun. Hayatına girecekleri az çok öngerebiliyormuşsun ama girenlerle birlikte gelenleri bilemiyormuşsun. "

"-İz kalmadı mı?
- Kalmaz mı? Ama izler hatırlamak için değil midir? Mesela yaralarına bak. Bir anlamı yok mu senin için. Kırıkların,eziklerin,çiziklerin;hepsi sana özel. Yaşadığını gösteren emareler onlar. "

"Sanıyorum insan aklını yitiriyor bir dönem. Hayatındaki herşeyi kendinin ve hatta daha da ileri gideyim; sonun kadar kendinin sanıyor. Sahiplenirken sevdiğini, bir yandan da öldürüyor. Hâlbuki sevgi yaşatmak değil midir bir diğerini? Sevgi karşındakine nefes vermez mi?"

"Birinin sana acı çektirmesine izin verdiğin sürece,hep onu suçlamak sadece kendini aldatmaktır. "

"Karışıklık iyidir. Daha da çok karıştırmak 
lazım hatta. Karıştıralım ki toz kalksın. Altta gizlenmiş kim bilir belki de Zaman Zaman bizzat bizim bilinçli olarak süpürdüğümüz her şey ortaya çıksın. Ayağına takılıyor sonra elbet bir yerde,önünde sonunda gün yüzüne çıkıyor."

"Ne oluyor biliyor Musun; boyundan büyük sözler veriyorsun. Boyunu ölçüsünü alıncaya kadar,yorgunluktan iki büklüm oluncaya kadar direniyorsun. Sözünün arkasında duracaksın diye,sözünün altında eziliyorsun. "

"İki. Başta iki kişiydiler çünkü. Ve karşılaştıkları ilk günkü gibi hatırladılar birbirlerini hep. Belki de yanlış buradaydı. "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...