"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum"
Yıllar önce başlayıp nedenini bile şu anda hatırlamadığım bir şekilde yarım bıraktığım bir kitaptı Otomatik Portakal. Kış okuma şenliği sebebiyle yeniden elime aldım ve bu sefer bitirdim..Hem de hızlıca...
İlk sayfalardan itibaren kötülük üzerine kötülük yapan minik bir çetemiz var..Hırsızlık,yaralama,tecavüz ne arasanız var..İnsanlar geceleri sokaklara çıkamıyor,özellikle yaşlılardan hiç hazetmiyorlar..Bir ara yeter artık dediğim falan oldu..Hakikaten etkilendim o kısımlardan ve düşündüm uzun uzun.Bu kadarını yaşamak,görmek asla istemem..
Suç işlerken yakalanınca hapse düşen kahramanımız,hükümetin suçluyu topluma kazandırma programının ilk deneği olmaya karar veriyor,sanıyor ki özgürleşecek...Hükümet ve muhalefetin arasında kalıp insanlığına saygı duyulmadan sadece denek olmasının ona çektirdiklerini,seçme şansının kalmamasını ise üzülerek okudum..İlk bölümde kızdığım,gerildiğim kitap son bölümde hüzün yaşattı bana.Alex'in çektiklerine üzülür oldum
Kısacası çok ilginç bir kitaptı benim için.Filmini de önümüzdeki hafta izleyeceğim.
Kış Okuma Şenliği:Sinemaya uyarlanmış bir kitap okuyup filmini izleyenlere:20puan
Filmi de çok etkileyici kitabına da bayılmıştım,değişik bir dili var :)
YanıtlaSilbana da epey değişik geldi canım;)
Sil